India shares excellent historical, cultural, and diplomatic contacts with the Ottomans. India’s connections with Ottoman Empire could be traced at least from the Ottoman capture of Istanbul in 1453. The Ottoman Sultans functioned as Caliph for nearly 80 million Mohammedans in India during the 19th century, revered for their control over holy places such as Jerusalem, Mecca, and Medina. The Mohammedan society within India heavily sympathized with Turkiye’s cause, including support from all religious and political classes. India was the only foreign country in the world that sent a medical mission to Turkiye during the Balkan Wars (1912-13). While Indian freedom fighters significantly understood the imperial and colonial policies of the West, to which Turkiye also found itself strangled from all sides during the late and initial phases of the 19th and 20th centuries.
Sharif Hussein’s family played a crucial role in igniting the Arab revolt against the Ottoman Empire. But he could not evoke Caliphate to attain support from Mohammedan society in the post-war era due to the fear among the Islamic community of being the puppet of the West. Moreover, the Young Turk Movement and German Kaiser (protectorate) could not supersede the supra-national identity of Islam. Still, the rise of Nationalism under the Western protectorates heavily impacted the Ottoman control of Gulf/West Asia. The First World War and subsequent agreements dismantled the Ottomans’ regional authority. The Subsequent treatment of Ottomans under the Treaty of Sevres ignited the Indian response supporting the Turkish cause. This paper seeks to outline India- Turkiye relations during the Khilafat movement 1919-1924 and possible reasons for the help of the Khilafat movement.
Ottoman Sultan First World War Caliphate Freedom Struggle India-Turkiye Relations Turkiye Turkey
Hindistan’ın Osmanlı Türkiye’si ile ilişkileri en azından 1453’te İstanbul’un fethinden itibaren gözlenebilir. Hindistan ve Türkiye çok iyi tarihi, kültürel ve diplomatik ilişkiler kurmuştur. Osmanlı sultanı 19’uncu Yüzyıl sonuna kadar Halife olarak Hindistan’daki yaklaşık 80 Milyon Müslümanın da halifesi olmuş, kutsal yerler Mekke, Medine ve Kudüs gibi yerlerin kontrolü sebebiyle de saygı görmüştür. Hindistan'daki Müslüman toplumu, tüm dini ve siyasi sınıfların desteğini de almış ve Türkiye'nin davasına büyük ölçüde sempati göstermiştir. Hindistan, Balkan Savaşları sırasında (1912-13) Türkiye'ye tıbbi heyet gönderen dünyadaki tek yabancı ülke olmuştur. Hintli özgürlük savaşçıları, Türkiye'nin de 19. Yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın ilk aşamalarında kendisini her yönden boğulmuş bulduğu Batı'nın emperyalist ve sömürgeci politikalarını tanıyorlardı.
Şerif Hüseyin'in ailesi, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Arap isyanını ateşlemede çok önemli bir rol oynamıştı, ancak savaş sonrası dönemde İslam toplumunun Batı'nın kuklası olma korkusundan dolayı Hilafeti Müslüman toplumundan destek almak için onlardan alamamıştır. Dahası, Jön Türk Hareketi ve Alman Kaiser (himaye), İslam'ın ulus-üstü kimliğinin yerini alamamıştı. Yine de, Batı himayesi altındaki milliyetçiliğin yükselişi, Körfez/Batı Asya'daki Osmanlı kontrolünü büyük ölçüde etkiledi. Birinci Dünya Savaşı ve ardından yapılan anlaşmalar, Osmanlıların bölge üzerindeki kontrolünü ortadan kaldırdı. Daha sonra Sevr Antlaşması uyarınca Osmanlılara yapılan muamele, Türk davasını desteklemek için Hindistan'ın tepkisini ateşledi. Bu makale, 1919-1924 Hilafet hareketi sırasında Hindistan-Türkiye ilişkilerini ve Hilafet hareketinin yardımının olası nedenlerini özetlemeyi amaçlamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 30, 2023 |
Submission Date | April 23, 2023 |
Acceptance Date | May 20, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.