ÖZ
Gösterge, başka bir şeyi temsil etmek için kullanılabilecek herhangi bir şey olarak tanımlanmaktadır. Gösterge sistemlerinin çalışmasına göstergebilim denmektedir. Jeosemiyotik ise, mekân göstergebilimi, görsel göstergebilim ve etkileşim düzeni bileşenlerinden oluşmaktadır. Mevcut çalışmada jeosemiyotik ve turizm kapsamında gerçekleştirilmiş alan araştırmalarının meta-sentezi yapılmıştır. Bu amaçla ilk olarak çeşitli veri tabanları taranarak konuyla ilgili çalışmalara ulaşılmış, ardından bu çalışmalar bir elemeye tabi tutularak toplamda 14 çalışmanın ortaya koyduğu ortak temalar belirlenmiş ve bu temalar yorumlanmıştır. Araştırma bulgularına göre, İngilizce’nin bir statü veya bir ayrıcalık göstergesi, bir dışlanma ve içerilme aracı olarak kullanılabilmekte olduğu, özellikle otantik bir deneyim amaçlandığında ise küresel göstergelerin yerini yerel göstergelere, yerel dil kullanımlarına bırakmakta olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca dışlanma ve içerilmeye ilişkin göstergeler en çok turistlerin kendini ayrıcalıklı hissetmek istediği lüks veya alternatif turizm türleriyle kitle turizmi arasındaki ayrımda gerçekleşmektedir. Sonuç kısmında, sentezde ulaşılan temel noktalar özetlenmiş ve araştırmanın, takip eden araştırmalara bir yol çizmesi hedeflenmiştir.
A sign is defined as anything that can be used to represent something else. The study of sign systems is called semiotics. Geosemiotics, on the other hand, consists of spatial semiotics, visual semiotics and interaction order components. In the present study, the meta-synthesis of field studies carried out within the scope of geosemiotics and tourism has been made. For this purpose, firstly, various databases were searched and related studies were reached, then these studies were subjected to a screening and common themes revealed by a total of 15 studies were determined and these themes were interpreted. According to the research findings, it has been revealed that English can be used as a status or a sign of privilege, a tool of exclusion and inclusion, and global indicators are replaced by local indicators, local language usages, especially when an authentic experience is aimed. In addition, the indicators of exclusion and inclusion mostly occur in the distinction between luxury or alternative tourism types and mass tourism, where tourists want to feel privileged. In the conclusion part, the main points reached in the synthesis are summarized and it is aimed that the research will set a path for the following researches.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 17, 2021 |
Submission Date | August 2, 2021 |
Acceptance Date | September 18, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 9 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.