19. yüzyılda aydınlanmacı fikirler çerçevesinde ortaya çıkan feminizmin ilk kaygısı kadın ve kadının hak savunusu temeli bir mücadele yürütmek iken günümüz feminizmi artık tarihsel ve mekânsal bağlamda aktörlerin değişen rollerinin de farkında varılmasıyla birlikte tek bir kadın kimliğinden fazlasını ele almaya başlamıştır. Feminizmin ilk dönemlerinde ele almış olduğu ataerki ile mücadele eden ve dolayısıyla feminizmin ilk ve birincil öznesi olan kadın, genel tanımı ile Batılı, beyaz ve burjuva kadını ifade etmekte idi. İlerleyen dönemlerde feminizmin Avrupa’da yaygın bir ideoloji haline gelmesine karşın Üçüncü Dünya’daki kadınların feminist perspektiften sorunları, Batılı kadınlara göre çok farklıydı. Üçüncü Dünya kadınları için feminist mücadele, diğer hayatta kalma mücadeleleriyle bir arada yürütülen bir hareket biçimindeydi. Esasında eleştirel bir yaklaşım olan feminizm, erkek egemen kanonlara karşı mücadele yürütürken bir yandan kendi içerisinde yarattığı kanonların çok sonra farkına varmıştır. Bu araştırma; ataerki tarafından kadınlara konulan sınırlama ve kalıp yargıları belirlemenin ötesine geçerek, bizzat feminizmin kendi yarattığı kanonlara içeriden eleştirel bir bakışla Üçüncü Dünya kadınları özelinde örnek oluşturabilmeyi ve böylece feminizm içerisindeki dışlamaların çözülmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Çalışma, feminist bir konuyu kapsadığından ve özelleştirilmiş kadın deneyimlerini merkeze aldığından, benzer yöntemleri kullanan feminist metodolojiyi benimsemekte ve literatür araştırmasına dayalı nitel yöntemi kullanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Gender and Politics, Women's Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 17, 2024 |
Submission Date | May 22, 2024 |
Acceptance Date | June 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 14 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.