Milletlerarası hukuk, Birleşmiş Milletlerin kurulmasından önce ve kurulmasından sonra olmak üzere iki döneme ayrılmaktadır. Birinci dönem, devletlerin kendi aralarında imzalamış oldukları sözleşmelere
ve örf ve adet hukukuna dayanan evreyi, ikinci dönem ise dünyadaki bütün devletlerin çatı kuruluşu BM hakemliğinde, uyuşmazlıkları çözecek uluslararası mekanizmaların devreye girdiği evreyi ifade
etmektedir. BM Statüsü, Devlet dokunulmazlığı, Diplomatik ve Konsolosluk dokunulmazlığı ve Uluslararası örgütlerin dokunulmazlığı olmak üzere, üç temel esasa dayanmaktadır. Terörizmin Destekçilerine Karşı Adalet Yasası (JASTA), milletlerarası hukukun temel esaslarını tahrip eden, hukukun yerine gücü ikame eden bir anlayışın ürünüdür. Bu kanun, sadece milletlerarası hukukun temel ilkelerini değil, “hukukun genel ilkelerinin” de ihlali anlamına gelmektedir. Bu kanunun etkileri, sadece iki devletle (ABD – Suudi Arabistan) sınırlı kalmayacak, domino etkisi yaratacak, başka devletleri de etkileyecektir. Güçlü olan
devletler, (aynen Jesta kanununda olduğu gibi) haklı olduğunu düşündüğü konularda, zayıf olan devletler üzerinde baskı kurmaya, hakkını zorla almaya kalkacak, bu da büyük bir kaosun fitilini
ateşleyecek, milletlerarası hukukun sonu olacaktır.
Bir Demokrat ve bir Cumhuriyetçi senatör tarafından hazırlanan, 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybedenlerin ailelerine, bu terör saldırısından sorumlu olan devlet (veya devlet yetkilileri) aleyhine dava açma imkanı veren “yasa tasarısı”, (2016) Mayıs ayında senatoda kabul edilmişti. Senatoda kabul edildikten sonra, Temsilciler Meclisine sunulmuş, burada da kabul edilmişti. Başkan Obama’nın vetosu üzerine, Temsilciler Meclisinde ikinci kez oylanmış ve yapılan oylamada yasa, büyük bir çoğunlukla kabul edilerek (Başkanın veto yetkisi olmadığından) yasalaşmıştır. ABD bu yasayla, 11 Eylül terör eyleminden mağdur olan vatandaşlarına, bu eylemden sorumlu olan devlet veya devlet yetkilileri (Suudi Arabistan) aleyhine tazminat davası açma hakkı tanımıştır. ABD’nin, yerel mahkemelerde bir devlet aleyhine dava açma “devleti yargılama” yolunu açması, domino etkisi gösterecek, güçlü olan devletlerin daha zayıf devletler aleyhine dava açmalarının yolunu açacaktır. Haklı olanı değil güçlü olanı üstün tutan bu yasa, “küresel barış” ve “insanlığın geleceği” açısından ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Bu tehlikeli gidişi durdurmanın yolu, öncelikle, bu konuyu dünya gündemine taşımak, “bütün yönleriyle” ele almak, güçlü bir kamuoyu oluşturmaktır! Bu çalışmamızda, Terörizmin Destekçilerine Karşı Adalet Yasasını (JASTA), hukukun genel ilkeleri açısından değerlendirmeye çalışacağız.
International law may be divided into two period namely before the establishment of United Nations and after the establishment of United Nations. Whilst in the first period states make agreements each other and solve disputes in accordance with customary law, in the second period international mechanisms play crucial role in dispute resolution under the guidance of United Nations, which is umbrella institution of all states in the world. The Statute of United Nations is based on three fundamental principle, which are state immunity, diplomatic and consulate immunity and international institutions immunity. Justice Against Sponsors of Terrorism Act (JASTA) destroys fundamental principles of international law and a product of the concept substituting power with law. This Act violates not only general principles of international law but also general principles of law. JASTA Act will affect negatively United States of America and Kingdom of Saudi Arabia and also will lead a domino effect and unfortunately will affect other states. As JASTA Act, powerful states will exercise control over other states and attempt to take what they want. As a result, it will trigger chaos and give rise to the death of international law.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | V. 2 I. 2 Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2 Issue: 2 |