With technological developments, it has become easier to access and store information. Instead of trying to access newspapers to learn about a past event, it is possible to access information within minutes via internet. Information archived via Internet has made individuals ‘unforgotten’. The fact that crimes committed by individual previously is displayed when his name is Googled negatively affects individual’s future prospects. Concept of ‘right to be forgotten’ has been included in decisions of the Constitutional Court and the Supreme Court to ensure deleting disturbing information about individuals from digital memory. This right comes up via blocking access in practice. Notwithstanding, the way of blocking access is relevant to contents on internet, regarding this right’s relation with human rights, decisions made by the Supreme Court, public’s capability to apply this for all personal data suits the purpose of this right more. Undoubtedly, freedom of expression of the public and press should not be restricted while protecting an individual’s right to be forgotten. In order to consider a publication within the scope of this right, certain conditions must be met. The conditions are as followed: the time it was in the air, being out of date and not being accepted as historical data, contribution to public interest and public recognition of person who is the subject of the news and public interest relevant to news. In this study, the place of this particular right, which is not directly included in legislation, and border between the right to be forgotten and freedom of press are explained within the framework of Supreme Court’s and Constitutional Court’s relevant decisions.
Bilgiye erişmek ve bilgiyi depolamak, teknolojik gelişmeler ile beraber hiç olmadığı kadar kolaylaşmıştır. Yıllar önce yaşanan bir olayı öğrenmek için gazeteye ulaşmak yerine internet aracılığıyla dakikalar içerisinde bilgiye erişmek olanaklı hale gelmiştir. İnternet aracılığıyla arşivlenen bilgilerin bireylere “unutulmama” gibi bir dönüşü olmuştur. Bireyin işlediği suçun, ismi Google’da aratıldığında görüntülenmesi, geleceğini serbestçe ve özgürce şekillendirmesini olumsuz yönde etkiler. Birey hakkındaki rahatsız edici bilgilerin dijital hafızadan silinmesini sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında “unutulma hakkı” kavramına yer verilmiştir. Unutulma hakkı, uygulamada erişimin engellenmesi yoluyla gündeme gelmektedir. Erişimin engellenmesi yolu her ne kadar yalnızca internet ortamında yer alan içerikler için söz konusu olsa da bu hakkın insan haklarıyla olan ilişkisi ve Yargıtay tarafından verilen kararlar göz önüne alındığında, kamunun kolayca ulaşabileceği yerde tutulan tüm kişisel veriler için unutulma hakkına başvurulabileceği hakkın amacıyla daha fazla bağdaşacaktır. Şüphesiz ki bireyin unutulma hakkı korunurken toplumun bilgi edinme hakkı ve basının ifade özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Bir yayının unutulma hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel veri olarak kabul edilmeme, kamu yararına katkısı, habere konu kişinin kamuoyunda tanınırlığı, halkın ilgili yayına olan ilgisi unsurları bakımından irdelenmelidir. Bu çalışmada mevzuatta doğrudan yer edinmeyen unutulma hakkının Türk hukukundaki yeri ve unutulma hakkı ile basın özgürlüğü arasındaki sınır, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde anlatılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | V. 8 I. 2 Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 2 |