Pursuant to Article of the Enforcement and Bankruptcy Law, it has accepted that the debtor can file an action in denial of debt upon the rule of the enforcement court for the temporary annulment of the objection. Because, the rule of temporary annulment of the objection does not have the consequenses of the rule of the definitive annulment of the objection. In other words, the rule of temporary annulment of the objection authorizes the creditor to request a temporary attachment. Therefore, the action that the debtor can file in order to prevent the rule of temporary annulment of the objection and the temporary attachment to become definitive, is the action in denial of debt. The action in denial of debt is essentially type of negative declaratory action specific to enforcement law. However, there are some differences compared to negative declaratory action. First of all, the action in denial of debt can be filed upon the ruling of temporary annulment of the objection. Second, it must be filed within the seven-day period of prescription. Third, in the action in denial of debt, a special case condition has been accepted regarding the collateral. The action in denial of debt, filed without these conditions, should be dismissed. However, considering the fact that the action in denial of debt is a kind of negative declaratory action, it would be appropriate to accept that it convert into a negative declaratory action instead of dismissing it.
action in denial of debt negative declaratory action temporary annulment of the objection enforcement proceeding enforcement law
İİK m. 69/2 uyarınca, borçlunun, icra mahkemesince verilen itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine borçtan kurtulma davası açabileceği kabul edilmiştir. Zira, itirazın geçici kaldırılması kararı, itirazın kesin kaldırılması kararının sonuçlarını doğurmaz. Diğer bir ifadeyle, itirazın geçici kaldırılması kararı, alacaklıya geçici haciz talep etme yetkisi verir. Dolayısıyla, itirazın geçici kaldırılması kararının ve geçici haczin kesinleşmesine engel olmak için borçlunun açabileceği dava, borçtan kurtulma davasıdır. Borçtan kurtulma davası esas itibariyle, icra hukukuna özgü bir tür menfi tespit davasıdır. Ancak menfi tespit davasına göre birtakım farkları bulunmaktadır. Öncelikle, borçtan kurtulma davası, itirazın geçici kaldırılması kararının verilmesi üzerine açılabilir. Dolayısıyla, geçerli bir icra takibinin varlığını gerektirir. Buna göre, mevcut icra takibinin dayanağı bir adi senet olmalıdır. Ayrıca borçlunun, adi senet altındaki imzaya itiraz etmesi ve bu itiraz üzerine icra mahkemesi tarafından itirazın geçici kaldırılmasına karar verilmelidir. İkincisi, dava, yedi günlük hak düşürücü sürede açılmalıdır. Üçüncüsü ise borçtan kurtulma davasında teminatla ilgili olarak özel bir dava şartı kabul edilmiştir. Bu koşullar oluşmadan açılan borçtan kurtulma davasının reddedilmesi gerekir. Ancak borçtan kurtulma davasının, bir tür menfi tespit davası olduğu hususu dikkate alınarak, davayı reddetmek yerine menfi tespit davasına dönüşmesini kabul etmek yerinde olacaktır. Bu bağlamda, bu çalışmanın konusunu, koşulları oluşmadan açılan borçtan kurtulma davasının menfi tespit davasına dönüşmesi oluşturmaktadır.
borçtan kurtulma davası menfi tespit davası itirazın geçici kaldırılması icra takibi icra hukuku
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | V. 8 I. 2 Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 2 |