Social media platforms have become increasingly used by individuals, institutions and organizations alike. In fact, these platforms have significantly affected the daily routines of individuals and institutions and have an important function in shaping their relationships with stakeholders. This has led to a significant increase in disputes arising from social media platforms. It is an undeniable fact that public officials are individuals and interact with their surroundings, have political views, are interested in national issues and have the right to make choices. In addition, there are certain responsibilities that come with being a public official. In this context, while public officials are exercising their freedoms that come with being individuals, for example, while interacting on social media platforms, they may sometimes be subject to disciplinary investigations as a result of their actions. They may even be subject to disciplinary sanctions as a result of these investigations. At this point, it becomes important whether the disciplinary sanctions applied interfere with the fundamental rights and freedoms of the relevant public officials. The study deals with the disciplinary sanctions that arise due to the social media posts of public officials within the scope of freedom of expression, which is one of the fundamental rights and freedoms regulated in Article 26 of the Constitution. In this context, social media will be mentioned in the first part, the basic principles that dominate disciplinary law will be discussed in the second part and the legal and ethical responsibilities of public officials arising from the use of social media will be tried to be addressed. In the third part, the Supreme Court decisions will be evaluated within the scope of freedom of expression. In the conclusion and evaluation section, general evaluations will be made about the subject.
Sosyal medya platformları her geçen gün kullanımı artan gerek bireyler ve gerekse kurum ve kuruluş tarafından sıklıkla kullanılan mecralar halini almıştır. Öyle ki bu platformlar bireylerin ve kurumların günlük rutinlerini önemli düzeyde etkilemiş ve paydaşlarla olan ilişkilerini şekillendirme noktasında önemli bir işleve sahip olmuştur. Bu durum sosyal medya platformlarından kaynaklanan uyuşmazlıklarında önemli oranda artmasını beraberinde getirmiştir. Kamu görevlilerinin de birer birey oldukları ve çevreleri ile etkileşimde bulunduğu, siyasi görüşlere sahip oldukları, ülke sorunları ile ilgilendikleri ve tercih yapma haklarının bulunduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bunun yanında kamu görevlisi olmanın ortaya çıkardığı birtakım sorumluluklarda mevcuttur. Bu bağlamda kamu görevlilerinin birey olmanın ortaya çıkardığı özgürlüklerini kullanırken, örneğin sosyal medya platformlarında etkileşimlerde bulunurken, gerçekleştirmiş oldukları eylemler neticesinde zaman zaman disiplin soruşturmalarına maruz kalabilmektedirler. Hatta bu soruşturmaların neticesinde disiplin yaptırımına da maruz kalabilmektedirler. Bu noktada uygulanan disiplin yaptırımlarının ilgili kamu görevlilerinin temel hak ve özgürlüklerine müdahale olup olmadığı önem kazanmaktadır. Çalışma Anayasa’nın 26 maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlerden biri olan ifade özgürlüğü kapsamında, kamu görevlilerinin sosyal medya paylaşımlarından ötürü ortaya çıkan disiplin yaptırımlarını konu almaktadır. Bu bağlamda birinci kısımda sosyal medyadan bahsedilecek, ikinci kısımda disiplin hukukuna hâkim olan temel prensipler ele alınacak ve kamu görevlilerinin sosyal medya kullanımından kaynaklanan kanuni ve etik sorumluluklarına değinilmeye çalışılacaktır. Üçüncü bölümde ifade özgürlüğü kapsamında, Yüksek Yargı organı kararlarının konuyu ele alışı değerlendirilecektir. Sonuç ve değerlendirme kısmında ise konu hakkında genel değerlendirmelerde bulunulmaya çalışılacaktır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Law in Context (Other) |
| Journal Section | Public Law |
| Authors | |
| Publication Date | June 28, 2025 |
| Submission Date | February 14, 2025 |
| Acceptance Date | April 29, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: 1 |