XIX. yüzyıl tüm dünya üzerinde nüfus hareketliliklerinin en yoğun yaşandığı çağdır. Fransız İhtilalinin ardından hızla kendisine bir yer bulan milliyetçilik akımı bu dönemde tüm imparatorlukları etkilemiş ve ulus devlet bilinci toplumda kendisine bir yer bulmuştur. Aynı zamanda XIX. yüzyıl insan hakları, çocuk hakları gibi kavramların gelişim çağıdır. Bu dönemde psikoloji biliminin hızla ilerlemesi, pedagoji alanında yapılan çalışmalar çocuk ve çocukluk kavramlarının gelişmesini sağlamıştır. Tüm dünyayla paralel olarak Osmanlı toplumu da bu gelişmeleri yakından takip etmiştir. Çocuk ve çocukluk kavramının Osmanlı topraklarında hızla gelişmeye başladığı bu dönem arka arkaya yaşanan göçler neticesinde sekteye uğramıştır. Osmanlı topraklarına gelen çok sayıda muhacirin devlet desteğine muhtaç olması, devletin ekonomik durumunun oldukça kötü olması gibi sebepler göz önüne alındığında çocuklarla ilgili düzenlemeler noktasında hızlı çözümler aranmak zorunda kalınmıştır. Özellikle XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti, ortalıkta perişan halde kalan çocukları korumak adına çözüm yolları arayışına girmiştir. Bu çözüm yolları başlangıçta çocukları çeşitli yatılı mekteplere kayıt etmek ve evlat edindirmektir. Ancak süreç içerisinde kimsesiz çocukların sayısının yüz binlere ulaşması üzerine bu çözüm yolları yetersiz kalınca mevcut kurumların revize edilmesinin yanı sıra yeni kurumlar kurulmak zorunda kalınmıştır. Mevcut ekonomik yetersizliklerin yanı sıra süregelen savaşlar bu noktada ciddi mağduriyetler yaratmışsa da yetimhaneler, sanayi mektepleri, Darüşşafaka, Darülaceze gibi kurumlarla sorun en aza indirgenmeye çalışılmıştır.
Bu çalışma göç sonrası Osmanlı topraklarına gelmek durumunda kalan muhacir çocukların göç süreci ve sonrasında yaşadıklarını ele almış, çocukların toplumun bir parçası olma sürecine yoğunlaşmıştır.
The XIXth century is the era of the most intense population movements all over the world. The nationalism movement, which rapidly found a place for itself after the French Revolution, affected all empires in this period and the nation state consciousness found a place in the society. At the same time, the XIXth century is the era of the development of concepts such as human rights and children’s rights. In this period, the rapid advancement of the science of psychology and studies in the field of pedagogy led to the development of the concepts of child and childhood. In parallel with the rest of the world, Ottoman society closely followed these developments. The rapid development of the concept of child and childhood in the Ottoman lands was interrupted by successive migrations. Considering the fact that a large number of muhajirs coming to the Ottoman lands were in need of state support and the economic situation of the state was quite bad, quick solutions had to be sought in terms of regulations regarding children. Especially from the second half of the XIXth century onwards, the Ottoman Empire sought solutions to protect the children who were left in a miserable situation. These solutions initially included enrolling children in various boarding schools and adopting them. However, as the number of orphaned children reached hundreds of thousands, these solutions proved insufficient and new institutions had to be established as well as revising the existing ones. In addition to the existing economic inadequacies, the ongoing wars created serious victimization at this point, but institutions such as orphanages, industrial schools, Darüşşafaka and Darülaceze tried to minimize the problem. This study focuses on the migration process and aftermath of Muhajir children who had to come to Ottoman lands after migration, and focuses on the process of children becoming a part of the society.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2023 |
Kabul Tarihi | 9 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |