Bu çalışmada, 1980 sonrasında Türkiye’nin küresel ekonomiye entegrasyonu ve bunun sonuçları incelenmiştir. Tarihçesi, içeriği ve etkileri konusunda sosyal bilimlerde önemli fikir ayrılıkları olsa da, küreselleşme son otuz yılda Türkiye’nin ekonomisini, toplusal dokusunu ve devlet yapısını dönüştüren bir güç olarak ortaya çıkmıştır. 1980 yılında ekonomisi içe dönük ve büyük oranda devletin denetiminde olan Türkiye, 2010 yılına gelindiğinde dış ticarete dayalı, ihracata yönelik küçük ve orta büyüklükte işletmelerin rolünün büyük oranda arttığı, devletin doğrudan varlığının asgari düzeye indiği bir yapıya geçmiştir. Bu dönüşümün Türkiye’deki çalışma hayatına ve toplumsal yapıya büyük bir etkisi olmuştur. Türkiye, çalışan nüfusunun yarısından fazlasının tarımda istihdam edildiği bir yapıdan, hizmet sektörü ve sanayinin en büyük işverenler hâline geldiği bir yapıya evrilmiştir. Fakat tüm bu değişimlere rağmen küreselleşme süreci içinde büyüyen ve dönüşen ekonomi, toplumun geneline yayılan bir refah oluşturamamıştır. Yaşanan ekonomik büyümeye, ithalat ve ihracattaki patlamaya ve hatırı sayılır dış sermaye girişine rağmen fakirlik, işsizlik ve gelir adaletsizliği konularında önemli bir iyileşme henüz sağlanamamıştır. Türkiye’de küreselleşme sürecinden en kazançlı çıkan kesim ise küresel ekonomiyle iş yapan veya küresel ekonomiyle bağlantıyı yürüten girişimci ve profesyonel sınıflar ve gruplar olmuştur. Bu dönemde, devlet bürokrasinin eskiden beri süregelen toplum ve ekonomi üzerindeki gücü de azalmıştır. Toplumsal yapı içinde bürokratlar saygınlık ve zenginlik açısından küreselleşme sürecinde katlanarak büyüyen girişimci ve profesyonel sınıflar tarafından gölgelenir hâle gelmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 1 Issue: 1 |