Fonksiyonel gelir bölüşümü ve toplam talep ilişkisi Post-Keynesyen iktisat literatüründe çokça ele alınmasına rağmen dayandıkları teorik modeller çoğunlukla kâr payını dışsal değişken olarak kabul etmekte ve verimliliğin büyüme sürecinde değişmediğini varsaymaktadır. Ancak toplam talep, sermaye birikimi ve ücret veya kâr payının değeri içsel olarak belirlenmekte, talep artışları ve yüksek reel ücretlerin verimliliği arttırıcı etkisi göz önünde bulundurulduğunda bölüşüm ve toplam talep ilişkisi arasındaki etkileşim emek verimliliğine bağlı olarak değişebilmektedir. Bu çalışma; efektif talep, gelir dağılımı ve emek verimliliği arasındaki ilişkiyi teorik yönden Post-Keynesyen/Kaleckiyen teori çerçevesinde araştırmayı amaçlamakta ve dışsal kâr payı varsayımına dayanan Kaleckiyen bölüşüm ve büyüme modellerinin aksine gelir dağılımının içselleştirildiği talep yönlü bir büyüme modelini ele almaktadır. Gelir dağılımı ve emek verimliliği sırasıyla Rowthorn (1977) tarafından geliştirilen enflasyonun çatışan bölüşüm talepleri yaklaşımı ve Kaldor-Verdoorn Yasası yardımıyla içselleştirilebilmektedir. Teorik modelin imaları, reel ücretlerin baskılanması yoluyla gerçekleşen düşük birim iş gücü maliyetlerinin yatırımları arttırmada sınırlı bir rolünün olabileceği, ücret payının düşmesiyle gerçekleşen yetersiz iç talebin ekonomi üzerinde yarattığı daraltıcı etkilerin bertaraf edilemeyebileceğine dikkat çekmektedir. Bu nedenle sermaye lehine yeniden bölüşüm politikaları daha yüksek yatırım ve büyüme oranlarını yakalamada ön koşul değildir.
Although the relationship between the functional distribution of income and aggregate demand is widely discussed in Post-Keynesian economics literature, these theoretical models are mostly based on the assumption of exogenous profit share and assume that productivity does not change during the growth process. However, the value of aggregate demand, capital accumulation, and wages or profits are determined endogenously, and the interaction between distribution and aggregate demand may change depending on labor productivity, considering the productivity-enhancing effect of higher aggregate demand and real wages. This study aims to investigate the relationship between effective demand, income distribution, and labor productivity theoretically in the context of Post-Keynesian/Kaleckian theory, and elaborates a demand-led growth model where income distribution is endogenized, in contrast to previous Kaleckian distribution and growth models that mostly based on the assumption of exogenous profit share. Functional distribution of income and labor productivity can be endogenized by Rowthorn’s conflicting claims over distribution by workers and firms and the Kaldor-Verdoon law, respectively. The implications of the theoretical modindicatetes that lowering unit labor costs through the suppression of real wages may have a limited role in increasing investment, and that the contractionary effects of insufficient domestic demand on the economy due to the decrease in the wage share cannot be eliminated. Thus, redistribution of income from labor to capital is not a precondition for achieving higher investment and growth rates.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 10 Issue: 4 |