1990’lardan itibaren insan hareketliliğinin küresel gündemde artan önemiyle uluslararası göç sıklıkla güvenlikleştirilen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum aynı zamanda uluslararası göçmenleri, güvenlik söz edimlerinin hedefi haline getirmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, göç-güvenlik ilişkisini siyasal söylemler bağlamında incelemektir. Çalışmada dünya genelinde en çok uluslararası göçmene ev sahipliği yapan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)ve en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye örnekleri üzerinden siyasal lider söylemlerinin güvenlikleştirme sürecindeki rolü karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ABD Başkanı Donald John Trump’ın göçmenlere/sığınmacılara yönelik söylemleri, güvenlikleştirme teorisi ve eleştirel söylem analizi (ESA) yöntemiyle çözümlenmektedir. Çalışmanın başlıca bulguları, iki liderin göç ve güvenlik ilişkisini söz edimlerine yansıtma biçimindeki farklılıkları göstermektedir. Başkan Trump, göçmenlerle ilgili başta toplumsal, siyasal ve ekonomik olmak üzere pek çok yönden güvenlikleştirici söylemlere başvurmaktayken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacıları ekonomik güvenlikle ilişkilendirmekle birlikte genellikle güvenlik dışılaştırıcı söylemler kullanmaktadır. Her iki ülkede de siyasal liderlerin göçmenlere ve sığınmacılara yönelik söz edimlerinin kamuoyu üzerinde etkisi olduğu gözlemlenmektedir.
With the growing importance of human mobility in the global agenda since the early 1990s, international migration has increasingly evolved into a securitized phenomenon. This has also made international migrantsa prominent target group of security speech acts. The main objective of this study is to explore migration-security nexus in the context of political discourses. The paper brings a comparative perspective to the role of political leader discourses in the securitization of migration by examining the cases of the United States (USA), hosting the largest number of international migrants, and Turkey, the world’s top refugee hosting country. Through the analytical lens of critical discourse analysis (CDA) and securitization theory, the study unpacks the rhetoric used by Turkish President Recep Tayyip Erdoğan and American President Donald John Trump towards migrants/ asylum seekers. As the key findings demonstrate, the way the two leaders reflect the migration-security relationship to their speech acts significantly varies. President Trump associates migrants with security issues in multiple ways including social, political and economic spheres, while President Erdoğan’s discourse links migrants with security issues inthe economic realm, but his general discourse reflects a desecuritization approach. In both countries, it is observed that the discourses of political leaders concerning migrants and asylum seekers exert influence on public opinion.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 11 Issue: 3 |