Bu çalışma, Çad Cumhuriyeti’ndeki kuzey-güney çatışması üzerinde sömürge dönemi siyasi yönetim politikalarının etkilerini, etnik ve dini dinamiklerin karmaşık etkileşimi üzerinden incelemeye çalışmaktadır. Araştırmada, güney Çad’daki Hristiyan Sara kabile Şeflerinden toplanan derinlemesine mülakat verilerinden faydalanılmış ve analiz için teorik çerçeve olarak Ted Gurr’un “göreceli yoksunluk” modeli kullanılmıştır. Frankofon bir ülke olan Çad, 1884 Berlin Batı Afrika Konferansı’nı takiben Sahel bölgesinde Fransa için stratejik bir karakol görevi gördü. Bu resmi sömürge rejimi 1960’ların başlarına kadar sürdü ve Çad’ın nominal bağımsızlığı ile sonuçlandı. Ancak, sömürge sonrası bir aşamaya girmek yerine, Çad’ın yörüngesi, Fransa’nın öncülük ettiği sömürge güçlerinin bölgedeki stratejik çıkarlarını koruduğu bir neo-sömürgeci süreklilik ile belirlenmiştir. Eş zamanlı olarak, Çadlı siyasi aktörler arasındaki iç güç mücadeleleri, ekonomi ve sosyal doku dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki yapısal sorunları şiddetlendirmiştir. Bu dönem, özellikle ülkenin kuzey ve güney bölgeleri arasında, etnik ve dini kimliklere dayalı bir diyalektiğin ortaya çıkışına tanık oldu. Başlangıçta bu diyalektik, 1960’tan 1975’e kadar siyasi gücü elinde tutan Hristiyan Sara kabileleri tarafından domine edildi. Ancak bu hakimiyet, 1975 sonrası dönemde tersine döndü, özellikle 1990’da Deby ailesi ve Zaghawa kabilesinin yükselişiyle birlikte, kuzey Müslüman hegemonyası ile karakterize edilen bir dönemin başlangıcını işaret etti. Sonuç olarak, güç dinamiklerindeki bu değişim, Sara kabileleri arasında marjinalleşme ve dışlanma hissi yarattı ve kuzey fraksiyonlarına karşı etnik ve dini bölünmenin yoğunlaşmasına yol açtı. Kendilerini Çad’ın asıl ve meşru sakinleri olarak gören Sara kabileleri içinde, derin köklü şikayetleri ve özerklik arzusunu yansıtan aralıklı ayrılma çağrıları oluşmaya başlamıştır.
This study endeavors to scrutinize the effects of colonial-era political governance policies on the north-south conflict in the Republic of Chad, analyzed through the complex interplay of ethnic and religious dynamics. The research employs in-depth interview data collected from Chiefs of the Christian Sara tribes in southern Chad, utilizing Ted Gurr’s “relative deprivation” model as a theoretical framework for analysis. Chad, a Francophone nation, emerged as a strategic outpost for France in the Sahel region following the Berlin West Africa Conference of 1884. This formal colonial regime persisted until the early 1960s, culminating in Chad’s nominal independence. However, rather than entering a postcolonial phase, Chad’s trajectory has been marked by a neocolonial continuity, with colonial powers, pioneered by France, maintaining their strategic interests in the region. Concurrently, the internal power struggles among Chadian political actors have exacerbated structural issues across various domains, including the economy and social fabric. This period witnessed the emergence of a dialectic rooted in ethnic and religious identities, particularly between the northern and southern regions of the country. Initially, this dialectic was dominated by the Christian Sara tribes, who held political power from 1960 to 1975. However, this dominance was reversed in the post-1975 period, especially with the ascension of the Deby family and the Zaghawa tribe in 1990, marking the onset of an era characterized by northern Muslim hegemony. Consequently, this shift in power dynamics fostered a sense of marginalization and exclusion among the Sara tribes, leading to an intensification of ethnic and religious division against the northern factions. Within the Sara tribes, who consider themselves the original and rightful inhabitants of Chad, there have been intermittent calls for secession, reflecting deep-seated grievances and a desire for autonomy.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 7, 2025 |
Submission Date | August 29, 2024 |
Acceptance Date | November 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: 1 |