The fact that the Recep İvedik film series is characterized by ever-increasing viewership rates with each successive film is significant in terms of the provizyon it finds in Turkish society. İvedik challenges as depicted the traditional normsa about the human body in his films; he creates a line of escape by breaking all the moulds constructed intended the body. He deterritorializes and nomadics the codes of beauty offered by the major. The context in question is an important phenomenon that we can observe in many typologies of the period, as revealed in the article titled The Emergence of the Chubby (2012). On the other hand, İvedik uses the theme of “a folk hero” used for the characterization of “Şaban” but he is different from Şaban. İvedik has no secret scenario. He doesn’t move forward with tactics either. He develops a strategy, presents his screenplay to the public, and conducts street politics mostly through “voice rapes”. The creator of the character says that he focuses on the “animal” inside the human. “I am that animal in everyone,” he says. With the character he creates with grotesque elements, İvedik discredits every situation its handles and loses its shape and nobility. The representations of Recep İvedik’s films have been important indicators about the ideas, beliefs, and values of today’s Turkey. In today’s world, where concerns about identity and culture are increasing, the emphasis on cultural identity and traditionalism is at the forefront in Recep İvedik’s films. İvedik seems to want to shake and displace the major by creating a lumpen public language over the local one. Within this context, present day Turkey and the daily resistant practices of the poor and the subaltern in Turkish comedy cinema are aimed to understood by subjecting selected films to metaphorical and metonymical reading under the title of “Recep İvedik, Local and Authentic: The Public Language of Lumpen”.
Comedy poor-subaltern daily life daily resistance Recep İvedik deconstruction.
Recep İvedik film serisinin, birbirini takip eden her filmde sürekli artan izlenme oranlarıyla karakterize edilmesi, Türk toplumunda bulduğu karşılık anlamında önemlidir. İvedik, filmlerde tasvir edildiği şekliyle insan bedenine ilişkin geleneksel normlara meydan okur; bedene ilişkin inşa edilen tüm kalıpları kırarak bir kaçış çizgisi yaratır. Majör olan tarafından sunulan güzellik kodlarını yersizyurtsuzlaştırarak, göçebeleştirir. Söz konusu bağlam, Tombulların Belirişi (2012) adlı yazında ortaya konulduğu üzere dönemin birçok tiplemesinde gözlemleyebileceğimiz önemli bir görüngüdür. Öte yandan İvedik, “Şaban” tiplemesi için kullanılan “bir halk kahramanı” temasını kullanır ancak Şaban’dan farklıdır. Gizli senaryosu yoktur İvedik’in. Taktiklerle de ilerlemez. Strateji geliştirir, senaryosunu kamusala sunar ve sokak siyasetini daha çok “sesli tecavüzler” üzerinden yürütür. İnsanın içindeki “hayvan”a odaklandığını söyler karakterin yaratıcısı. “Ben herkesin içindeki o hayvanım” der. Grotesk unsurlarla yarattığı karakterle Recep İvedik, ele aldığı her durumu itibarsızlaşarak, şeklini ve asaletini kaybettirir. Recep İvedik filmlerinin barındırdığı temsiller günümüz Türkiye’sinin fikirleri, inançları ve değerleri hakkında önemli göstergeler olmuşlardır. Recep İvedik filmlerinde, kimlik ve kültüre dair kaygıların arttığı günümüzde, kültürel kimliğe, gelenekselliğe yapılan vurgu ön plandadır. İvedik, yerel olan üzerinden lümpen bir dil yaratarak, majör olanı sarsmak, yerinden oynatmak ister gibidir. Bu çerçeveleme ekseninde günümüz Türkiye’si ve Türk komedi sinemasında yoksul-madunun gündelik direniş pratikleri, “Recep İvedik”, Yerel ve Otantik: Lümpenliğin Kamusal Dili başlığı altında örnekleme dahil edilen filmlerin metaforik ve metonimik bir okumaya tabi tutulmasıyla anlaşılmaya çalışılacaktır.
Komedi yoksul-madun gündelik hayat gündelik direniş Recep İvedik yapıçözüm.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon, Sinema Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi