Tarihsel açıdan ilk Türk romanı
olmamasına rağmen pek çok kişi tarafından ilk ‘gerçek’ Türk romanı olarak kabul
edilen Aşk-ı Memnu, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesi ile bir satranç oyununa
benzemektedir. Romanın incelenmesinde tek bir karakter üzerinde odaklanmak
eksik bir değerlendirmeye yol açacağından bu satranç oyununda yer alan tüm
karakterler arasındaki dinamikler üzerinde durmak son derece önemlidir. Genç
kızlık hayallerinin gerçekleşmesi umudu ile Adnan Bey’le evlenen Bihter’in
istediklerine ulaşamamasının hayal kırıklığı ile Behlül’le yasak bir aşk
ilişkisine yönelmesi ancak bu ilişkide de ihanete uğraması, özkıyım kararı ile
sonuçlanır. Her ne kadar ‘trajik başarısızlığı’ ile Bihter ön planda olsa da
süreçteki etkin rolü açısından her bir karakter incelemeyi hak etmektedir. Bu
doğrultuda, bu çalışmada psikanalitik açıdan romana yaklaşılacak ve
karakterlerin yaşamını belirleyen psikodinamikler hakkında kapsamlı bir kavrayış
elde edilmeye çalışılacaktır.
Aşk-ı Memnu, which is accepted as the first “real” Turkish novel
despite its not being the first one in terms of chronology, reminds a chess
game in Ahmet Hamdi Tanpınar’s words. Since focusing on a single character will
cause an insufficient evaluation, it is very important to focus on the dynamics
among the characters active in this chess game. The fact that Bihter, who has
married Adnan Bey with the hope to get her dreams realized, inclines toward a
forbidden love with Behlul but that she is betrayed by him results in her
decision to commit suicide. No matter how prominent Bihter is due to her
“tragic failure” in the novel, each character deserves analysis with his/her
active and determining role in this process. In this respect, the novel will be
analyzed from a psychoanalytic perspective and it will be attempted to get a
comprehensive understanding about the dynamics which determine the characters’
lives.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 26 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi