Öz
Denkleştirme istemine ilişkin Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 122 hükmüne, Avrupa Birliği’nin 86/653 sayılı Yönergesi mehaz teşkil etmektedir. Bu nedenle Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) anılan Yönerge’ye ilişkin kararları, hukukumuz için de önem taşımaktadır. Çalışmamızda ABAD ve Türk yargı kararlarının denkleştirme istemine ilişkin bakış açısı değerlendirilmektedir. Denkleştirme istemine ilişkin Yargıtay kararlarında en sık rastlanan bozma sebebi: tarafların kendilerine düşen ispat yüklerini yerine getirmemiş olmalarına rağmen ilk derece mahkemelerinin talebi kabul etmiş olmalarıdır. TTK m.122.1’de sayılan üç unsurun ilk ikisinin varlığını davacı acente ispatlamalıdır. TTK m.122.1.c hükmünde sözü edilen üçüncü unsura göre: denkleştirme istemi ancak “hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda” talep edilebilmektedir. Ancak söz konusu unsur, kural olarak sağlanmış kabul edilmektedir. Anılan hususa aykırılık bulunduğu iddiasında olan davalı, bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Yargıtay, davalının bu iddiasını ispatlarken kullanabileceği kıstasları belirlemiştir. ABAD, denkleştirme istemi için varlığı ispatlanması gereken “yeni müşteri” kavramının içeriğini yorumlamıştır. Divan yenilikten kastın müşterinin müvekkil ile ilk kez sözleşme akdediyor olması değil, müşterinin söz konusu ürünleri ilk kez satın alması olduğunu ifade etmiştir. ABAD, müvekkilin acenteye müşteri listesi vermiş olmasının bu listedekilerin yeni müşteri sayılmasını engellemeyeceğine hükmetmiştir. Denkleştirme istemine engel olan sona erme sebepleri, istisnai nitelik taşımakta olup; bunların dar yorumlanması gerekmektedir. ABAD, deneme süresi içinde sona ermiş acentelik sözleşmelerinde de denkleştirme istenebileceğini kabul etmiştir. Divan, ayrıca, müvekkil sözleşmeyi feshi ihbar süresi tanıyarak sona erdirdikten sonra acentenin sözleşmeyi ihlal eden davranışlar gerçekleştirmiş olmasının, denkleştirme isteminden kaçınma yetkisi tanımadığına hükmetmiştir.