Osmanlı bakiyesi toprakların tarihi büyük ölçüde oryantalist söylemlerin ve 20. yüzyıl ulus-inşa sürecindeki siyasi ve ideolojik kaygıların tesiri altında şekillendiği, dolayısıyla Osmanlı döneminin ötekileştirerek ele aldığı görülür. Özellikle Arap coğrafyası söz konusu olduğunda yüzlerce yıl birlikte aynı idare altında yaşayan toplumların siyasi, kültürel ve toplumsal tarihi bütünlüklü olarak ele alınmayıp sanki mandacıların çizdiği sınırlar daha önceden mevcutmuş gibi bir tarih yazma çabasına girişilmiştir. Halbuki I. Dünya Savaşı sonrası “Osmanlı Toplumu” uzun yıllar bir imparatorluk halkı refleksiyle yaşamaya devam etmiş ve Osmanlı’nın Arap kökenli bürokrat, asker ve aydınları çizilen sınırları kabullenmekte güçlük çekmişlerdir. Son Osmanlı nesli sadece Türkiye Cumhuriyetini ilan etmemiş, aynı zamanda manda dönemindeki sömürge şartlarında Arap coğrafyasının kurucuları olarak ta aktif olarak çalışmışlardır. Bu çalışmada önce modern Arap tarihyazımını şekillendiren kimisi anakronik, kimisi de tarihi gerçekliğe aykırı paradigmalar temsil gücü yüksek bazı örnekler üzerinden ele alındıktan sonra son zamanlarda kaleme alınmış, mezkur paradigmaların sorunlarını gösteren son Osmanlı nesli Araplar hakkında farklı yaklaşımları temsil eden bazı eserler ana hatları ile değerlendirilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Contemporary History of Middle East |
Journal Section | Review Article |
Authors | |
Publication Date | January 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 51 |