In the exegetical literature the distinction between tafsīr and tawīl is based on the dualities of certainty and probability, or riwāyah and dirāyah. In making this distinction, al-Imām al-Māturīdī aimed to create a legitimate foundation for exegesis by reason (tafsīr bi al-ra’y) and based his distinction on the duality of certainty and probability. Scholars who apply this distinction to classify exegetical activity do so based on the duality of riwāyah and dirāyah. These dualities have complicated the creation of a conceptual framework capable of explaining the multifaceted nature of tafsīr. In this article, after summarizing the explanations of al-Māturīdī and later scholars on the tafsīr-tawīl distinction, it is argued that the dualities of certainty-probability and riwāyah-dirāyah should be removed from being determinative in a distinction that aims to classify the exegetical activity in general. Then the distinction is restructured in a way that can explain the phenomena of tafsīr. To reach a functional distinction in the science of tafsīr, the activity of explanation based on the data provided by linguistics, rhetoric, narration sciences, and Qur’anic sciences––regardless of whether it contains an element of probability or dirāyah––should be categorized as tafsīr. Establishing new relations of meaning, creating layers of meaning, and interpreting phrases, based on tawīl systems when necessary, should be classified as tawīl. In this approach, the concepts of certainty, probability, riwāyah, and dirāyah are removed as criteria for the distinction between tafsīr and tawīl; the category of tafsīr is clarified within the framework of new criteria, and it is argued that tawīl is manifested in three forms in the science of tafsīr.
al-Māturīdī Tafsīr Tawīl the Tafsīr-Tawīl Distinction the Riwāyah-Dirāyah Duality Certainty in Tafsīr
Tefsir literatüründe tefsir-tevil ayırımı kesinlik-ihtimaliyet veya rivayet-dirayet ikilikleri üzerine bina edilmiştir. Ayırıma başvurarak reyle tefsir için bir meşruiyet zemini oluşturmayı hedefleyen İmam Mâtürîdî kesinlik-ihtimaliyet ikiliğini, sahabeden sonraki tefsir faaliyetini tasnif etmeyi hedefleyen âlimler ise rivayet-dirayet ikiliğini öne çıkarmışlardır. Söz konusu ikilikler çok yönlü tefsir faaliyetini açıklayabilecek bir kavramsal çerçeve oluşturmayı zorlaştırmıştır. Bu makalede Mâtürîdî ve sonrasındaki âlimlerin tefsir-tevil ayırımına dair açıklamaları özetlendikten sonra, tefsir faaliyetinin en genel tasnifini vermeyi hedefleyen bir ayırımda kesinlik-ihtimaliyet ve rivayet-dirayet ikiliklerinin belirleyici olmaktan çıkarılması gerektiği savunulmuş, ardından ayırım, tefsir olgularına açıklama getirebilecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.
Tefsir ilminde işlevsel bir ayırıma ulaşmak için dilsel, tarihî ve bağlamsal zeminde dil-belagat ilimleri, rivayet ilimleri ve Kur’an ilimlerinin sunduğu somut verilere dayalı olarak gerçekleşen açıklama faaliyetinin -ihtimaliyet veya dirayet unsuru içermesine bakılmaksızın- tefsir olarak, dilsel seviyede açık olan veya tefsir kapsamında belirlenen anlamın ötesine geçerek yeni anlam ilişkileri kurma, anlam katmanları oluşturma ve gerektiğinde ibareleri tevil sistemlerini esas alarak yorumlamanın ise tevil olarak kategorize edilmesi gerektiği savunulmuştur. Bu yaklaşımda kesinlik, ihtimaliyet, rivayet ve dirayet kavramları tefsir-tevil ayırımı için kriter olmaktan çıkarılmış, belirlenen yeni kriterler çerçevesinde tefsir kategorisi belirgin hale getirilmiş ve tefsir ilmi kapsamındaki tevilin üç farklı biçimde tezahür ettiği öne sürülmüştür.
Gerek bulunmamaktadır.
Bulunmamaktadır.
Bulunmamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 20, 2025 |
Submission Date | August 26, 2024 |
Acceptance Date | October 28, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 53 |