Abstract
Sosyal medya, henüz çok kısa bir geçmişi olan, internet tabanlı iletişim platformlarının
oluşturduğu ağlar olarak tanımlanmaktadır. Kısa geçmişine rağmen bugün dünyada üç
milyardan fazla kişi aktif olarak sosyal medya platformlarını kullanmaktadır. Kablosuz
internet erişiminin ve taşınabilir akıllı cihazların yaygınlık kazanmasıyla birlikte sosyal medya sıradan
bir iletişim ağı olmanın ötesine geçmiştir. Çok sayıda insanın kullandığı bu ağlar zamanla mikro
ya da makro iktidar merkezlerine karşı birer örgütlenme alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu
durumun en çarpıcı örnekleri 2011 ile 2014 yılları arasında ortaya çıkan toplumsal protesto hareketleridir.
Arap ülkelerinde başlayan, daha sonra ABD’de ve Avrupa’nın birçok ülkesinde ortaya çıkan
bu toplumsal hareketlerin ortak özelliği, sosyal medyayı bir örgütlenme aracı olarak kullanmalarıdır.
Toplumsal hareketler tarafından örgütlenme aracı olarak kullanılan sosyal medya, işçi sınıfı ve sendikalar
açısından da öğrenilmesi gereken yeni bir zemin olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda
sosyal medyanın etkin kullanımı, sendikaların geniş kitlelere ulaşmasına ve toplumsal meşruiyetini
yeniden sağlamasına fırsat yaratabilecek dinamikleri içinde barındırmaktadır.