The fact that land connects a person to life and that the place a person will go to when life ends is that the concept of land should have discussed on a sociological axis. Land is also an important symbol in residential, neighborhood, city, and state boundaries. In some regions, when owning land is considered within a certain power axis, it can be stated that land is the only concept that integrates with political, economic, cultural, religious and sociological images. Individuals in society participate in social life on the axis of their relationship with the land on the axis of their relationship according to the bond they with the land. With digitalization, a person’s relationship with the land in social life has also changed. Death manifests itself social life with the disappearance of a person’s body and the burial of the body in the ground. However, digital immortality excludes a death approach based on burying one’s body in the ground and emphasizes the continuation of one’s physical existence in the virtual environment. For this reason, digital immortality tries to position itself within the framework of a landless life by cutting of the meaningful relationship between soil and death. As a matter of fact, in digital immortality studies, in case of physical death of a person, the person can continue person’s life on digital platforms. In this study, the relationship between digitalization and land has been tried to be analyzed in term of the concept of digital immortality. In this study, it is emphasized that society is intended to be integrated into a landless life with digital immortality studies and that this approach may have negative consequences in social life.
Toprağın kişiyi hem hayata bağlaması hem de hayatı sona erdiğinde kişinin gideceği yer olması toprak kavramının sosyolojik bir eksende ele alınmasını beraberinde getirmektedir. Toprak aynı zamanda mesken, mahalle, şehir ve devlet sınırlarında önemli bir simgedir. Bazı bölgelerde toprak sahibi olmak belirli bir güç ekseninde ele alındığında toprağın siyasi, ekonomik, kültürel, dini ve sosyolojik imgelerle bütünleşen yegane kavram olduğu ifade edilebilir. Toplumdaki fertler toprak ile ilişkisi ekseninde toplumsal yaşama katılmakta ve bu ilişkiyi toprak ile kurduğu bağa göre devam ettirmektedir. Dijitalleşme ile birlikte her olgunun dijital mecrada önemli bir karşılığının olduğu dikkate alındığında toprak kavramı da bu durumdan etkilenmiştir. Zira dijital platformlarda toprak kavramının değişime uğraması sonucunda dijitalleşme ve toprak arasında farklı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Bu durum ölüm olgusunun da değişmesini beraberinde getirmiştir. Ölüm, kişinin bedeninin yok olması ve bedenin toprağa gömülmesi ile toplumsal yaşamda kendisini göstermektedir. Ancak dijital ölümsüzlük kişinin bedeninin toprağa gömülmesi eksenindeki bir ölüm yaklaşımını dışlayarak kişinin dijital platformdaki varlığını vurgulamaktadır. Bu nedenle dijital ölümsüzlük, toprak ve ölüm arasındaki anlamlı ilişkiyi dönüştürerek kendisini topraksız bir yaşam çerçevesinde konumlandırmaya çalışmaktadır. Nitekim dijital ölümsüzlük çalışmalarında kişinin bedensel ölümünün gerçekleşmesi durumunda kişi dijital platformda yaşamına devam edebilmektedir. Bu çalışmada dijital ölümsüzlük, toprak ve dijitalleşme arasındaki ilişki ekseninde analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada dijital ölümsüzlük çalışmaları ile birlikte topluma topraksız bir yaşam entegre edilmek istenildiği ve bu yaklaşımın toplumsal yaşamda olumsuz sonuçlar doğurabileceği vurgulanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 9, 2024 |
Submission Date | January 2, 2024 |
Acceptance Date | January 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 19 Issue: 1 |
Journal of Islamic Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).