Kelâmcılar sorumluluğun temel dayanağı olarak insan özgürlüğüne özel bir
önem vermişlerdir. Çünkü Kur’an açısından insani fiiller için cebri savunmak
imkânsızdır. Bu nedenle Kelam tarihinin başlangıcından günümüze değin hiçbir
kelâmcı mutlak olarak cebri savunmamıştır. Fakat bazı sûfîler bu görüşü savun
muş, dönem dönem bazı politakacılar ise bu görüşü topluma ve ulema çevresine
empoze etmiştir. Diğer yandan Yüce Allah’ın irade, kudret ve yaratma gibi sıfat
ları insanın da dâhil olduğu âlemin bütün öğelerine taalluk etmektedir. Bu ne
denle Allah’ın fiilleri ile insanın fillerini ayırmak bu bağlamda önemli bir olgudur.
Çünkü bu fiilleri aynı kavramlarla açıklamak antropomorfizm riskine düşmeyi
de içermektedir. Fakat kelamcılar bu fiiller için aynı kavramları kullanırlarken
onları antropomorfik çağrışımlardan soyutlamışlardır. Dolayısıyla onlar gerçekte
aynı kavramları kullanmış olsalar bile hangi kavramın Tanrı’nın fiillerine hangi
sinin insanın fiillerine referans verdiğini anlamak kolaydır. Ancak yeterli bilgi bi
rikimine sahip olmayan insanları göz önünde bulundurmak gerekir. Bu yüzden
Eş‘arî insan fiillerini ifade etmek için “kesb” ilâhî fiilleri ifade etmek için de “halk”
(yaratma) terimlerini kullanmaya büyük önem vermektedir. Bununla birlikte
kelâm ilminin diyalektik karakteri Eş‘arî’nin insan hürriyetini zayıflattığı gibi bir
intibaya neden olmuştur. Bunda onun Mu‘tezile’nin insan fiilleri hususundaki
“aşırı” tutumuna duyduğu tepki rol oynamıştır. Kesb kavramı kendinden önce
kullanıldığı halde onu önemli bir nazariye haline getiren Eş‘arî’dir.
Muslim teologians (mutakallimun) gave a special importance to human free
dom as a main postulate of responsibility. Because, It is imposible to defending
algebra for human actions in terms of the Qur’an. Therefore, any significant
mutakallim not defended absolutely algebra from beginning to today in history
of Kalam. However, some sufis defended the idea and some politicians occa
sionally imposed it on intellectual circles and society. On the other hand Allah’s
attributes as the will, the power, and the creator reference to every part of uni
verse, including human beigns. Therefore, distinguishing between acts of God
and human deeds becomes very important issue in this context. Explaining of
these affairs with common concepts, which giving same meaning contain the
risk of antropomorfism. But, Muslim theologians have been used the common
concepts about God’s acts and human deeds with abstracting to connotations
of antropomorfism. In fact, although they are used common concepts about
these affairs, it is easy to understanding that which concept is referring to God’s
acts and which concept is referring human deeds. However, it is necessary to
consider some people who do not have sufficient knowledge. This is why Ash‘ari
uses for acts of God “halk” (creation) but for human deeds “kasb” and he gives
great importance to use these terms. At the same time, the dialectical character
of Kalám caused a false impression as Ash‘ari had weakened the will of human.
His reaction to the “extreme” attitude of the Mu‘tazila on the human deeds has
been effective in this respect. Although the concept of Kasb previously used,
Ash‘ari had made it an important teory.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 6 Issue: 2 |
Journal of Islamic Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).