İsmail Hakkî Bursevî’s article entitled
“Es’ile-i Şeyh Mısrî’ye Ecvibe-i İsmâil Hakkî” consists of the answers of
İsmail Hakkî Bursevî to the sufi questions of Niyâzî-i Mısrî. In this article,
İsmail Hakkî Bursevî gives prosaic answers to Niyâzî-i Mısrî’s poetic
questions. Niyâzî-i Mısrî allusively discusses the intricate topics of Sufism,
especially the unity of existence, and wants explanations to these topics.
Niyazî-i
Mısrî starts es’ile with this verse “Müşkilüm var size ey Hak dostları eylen
reşâd” and prays for those who will save him from this difficult situation.
Then he starts remarking the questions that he describes as difficulties. In
these questions, the essence of the abundance (kesret) and the unity (vahdet),
and the essence of the abundance in the unity; the social classes and the
characteristics of these classes; the duties and the conditions of nafs and
satan in the face of Allah’s will; the meanings of life, afterlife, and hashr
(the exile) and neshr (the resurrection); what jannah (paradise), jahannam
(hell), and barzakh (the intermediate realm); what the meaning of the reasons
of suffering and blessing are the same; fundamentally sameness of comfort and
discomfort; the closeness of the slave with Allah and the closeness of Allah
with the slave; whom is called Allah and whom is called the slave; the meanings
and the differences of “Men aref” and “Mâ rameyte iz ramey”; why ascetism
become useless when ascetics see the Lord are mentioned.
First,
es’ile (questions) and ecvibe (answers) concepts are dwelled on, then the
characteristics of genre and study related to these concepts are mentioned in
our study. In this context, the place of İsmail Hakkî Bursevî’s article among
the religious-sufi literary genres is tried to be revealed and the article’s
text with transcription is included.
İsmail Hakkî Bursevî’nin Es’ile-i Şeyh Mısrî’ye Ecvibe-i İsmâil
Hakkî isimli eseri, Niyâzî-i Mısrî’nin sorduğu tasavvufî suallere İsmail
Hakkî Bursevî’nin verdiği cevaplardan oluşmaktadır. Bu eserde İsmail Hakkî
Bursevî, Niyâzî-i Mısrî'nin manzum olarak sorduğu sualleri mensur olarak cevaplamıştır.
Niyâzî-i Mısrî tasavvufun, bilhassa da vahdet-i vücûdun girift konularını
remizli bir şekilde ele almış ve bunların izahını istemiştir.
Niyâzî-i Mısrî,
es’ilesine “Müşkilüm var size ey Hak
dostları eylen reşâd” mısraıyla başlamış ve kendisini bu müşkül durumdan
kurtaracaklara hayır duada bulunmuştur. Daha sonra müşkül olarak ifade ettiği
sorularına başlamıştır. Bu sorularda kesret ile vahdetin ve kesret içerisindeki
vahdetin mahiyetinin ne olduğundan; halkın sınıfları ve bu sınıfların sahip
olduğu vasıflardan; Hakk’ın iradesi karşısında nefis ve şeytanın vazife ve
vaziyetlerinden; dünya, ukbâ ve haşır ve neşrin ne manaya geldiğinden; cennet,
cehennem ve berzahın ne olduğundan; kahır ve lütfun illetlerinin bir olmasının
ne demek olduğundan; rahatın mihnet ve mihnetin rahatlık olup temeldeki
aynılığından; Hakk’ın kula ve kulun Hakk’a olan yakınlığından; kime kul kime
Allah dendiğinden; “Men aref” ve “Mâ rameyte iz rameyte” remiz ve ibarelerinin
aralarındaki tefavütten; Hakk’ı anladığı vakit zahidin
sahip olduğunu iddia ettiği o zühdünün neden durgunluğa uğradığından
bahsedilmiştir.
Çalışmamızda
önce es’ile ve ecvibe kavramları üzerinde durulmuş ve bu kavramlar etrafında
oluşmuş tür ve eser özelliklerinden bahsedilmiştir. Bu çerçevede dinî-tasavvufî
edebi türler arasında Es’ile-i Şeyh
Mısrî'ye Ecvibe-i İsmâil Hakkî eserinin yeri ortaya konmaya çalışılmış ve
eserin transkripsiyonlu metnine yer verilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Submission Date | February 28, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |