This work is based upon a basic consumption which offers that beard and mustachio mostly determine the type of masculinity itself in Ottoman society. As it is well known, different kinds of beard and moustachio are men’s daily tool in essence. However, if one looks at the other side of the coin, he could easily see that facial hair is actually not only a part of external appearance of men, but it symbolizes the ideological frame referring to the selfhood of masculinity itself. Therefore, I intend to show how the beard and mustachio worked in terms of constructing the masculine identity in the late Ottoman fashion and medico-social discourses. I shall claim that the Ottoman men did not consider a beardless or non-moustached male as a real one and thought of himself that he had an effeminate (tüysüz/parlak) personal nature or he was completely a homosexual boy (oğlan). Thus, facial hair had become a particular identifiable indicator among Ottoman men and sexual preference of being the variations of maleness regarding with [or without] facial hair. As a result of being bearded or moustached, an Ottoman male could construct his masculine identity and distinguish himself from the “others”.
Bu makale, sakal ve bıyığın Osmanlı toplumunda erkekliğin türevlerini belirleyen alameti farikalardan biri olduğu yolundaki temel önermeye dayanmaktadır. Sakalın ve bıyığın muhtelif türlerinin erkeklerin gündelik yaşantılarında kullandıkları bir süs aracı oldukları bilinmektedir. Lakin daha yakından bakıldığında saç ve sakalın salt erkeğin dış görünüşüne ait bir şey olduğu kadar erkekliğin kendine vurgu yapan bir tür ideolojik sembol olduğu da görülür. Bu nedenle de, burada geç Osmanlı moda ve mediko-sosyal söylemleri açısından sakalın ve bıyığın maskülen kimliği kurgulayan birer vasıta olduğunu göstereceğim. Bunu yaparken, Osmanlı erkeklerinin sakalsız/bıyıksız bir erkeği (tüysüz/parlak) gerçek anlamda bir erkek olarak kabul etmediklerini ve hatta çoğu zaman bu gibi kimselerin efemine (oğlan) bir doğaya sahip olduklarının düşünüldüğünü öne süreceğim. Böylece, sakalın/bıyığın Osmanlı erkekleri arasında bir tür cinsel tercih sembolü olarak değerlendirildiğini iddia edeceğim. Sonuç olarak, sakallı ya da bıyıklı olup olmasına göre bir erkeğin kendisini “diğerleri”nden nasıl ayırt ettiğini sorgulayacağım.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 1 Issue: 1 |