Cihan Aktaş, 2016
yılında yayımlanan ve kendisine Necip Fazıl Hikâye ve Roman Ödülü (2016) de
getiren Şirin’in Düğünü adlı romanında, romanın adından başlayarak, Nizâmî-i
Gencevî’nin Hüsrev ü Şirin adlı mesnevisine telmihte bulunur. Olay örgüsünün de
anılan mesnevi ile koşut bir düzlemde kurgulandığı romanda, bir yandan romanın
başkişisi Şirin’in kimlik ve aidiyet problemleri işlenirken diğer yandan
merkezinde Şirin’in olduğu üçlü bir aşk hikâyesi de yüzyıllar öncesinden sesini
duyurur. Mesnevide Hüsrev, Şirin ve Ferhat arasında tecelli eden bu aşk,
romanda Faruk, Şirin ve Kürşat arasında geçer. Bu çalışmada, anılan romanla
Hüsrev ü Şirin adlı mesnevi arasındaki geçişliliklere işaret edilecek ve
gelenekten moderne açılan bir kapı olarak mesnevi - roman ilişkisi üzerinde
durulacaktır.
Cihan
Aktaş makes a reference by beginning its name to Nizami-i Gencevî’s mesnevi
called Hüsrev ü Şirin in her novel called Şirin’in Düğünü which makes her win
Necip Fazıl Story and Novel Award (2016). Both problems of identity and
belonging of protagonist Şirin are mentioned, and a centuries old love triangle
where Şirin is in the center, is heard in the novel where plot was
fictionalized parallel with the aforementioned mesnevi. This love triangle is
experienced by Hüsrev, Şirin and Ferhat in the mesnevi; it is experienced by
Faruk, Şirin and Kürşat in the novel. In this study, the transitivity between
aforementioned novel and mesnevi called Hüsrev ü Şirin is going to be referred
and the relationship mesnevi and novel is going to be discussed as a gate opening
from traditional to modern.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | November 28, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 6 Issue: 7 |