İntihar, Antik dönemden başlayarak resim sanatının konularından biridir. Ajax, Priamus ve Thisbe Yunan-Roma mitolojisinin intihar eden figürleridir. Ajax gururu yüzünden kılıcının üzerine kendini bırakarak intihar etmiştir. Pyramus ve Thisbe ise trajik bir yanlış anlamanın kurbanı olmuşlardır. Hristiyanlıkta ise intihar bir günah olarak kabul edilir ve Yahuda, Zimri, Ahitofel, Kutsal Kitap'ın intihar eden hainleridir. Samson ve Abimelek ise gurur ve intikam nedeniyle intihar etmişlerdir. Bunlar arasında Yahuda'nın intiharı Batı sanatında en çok resimlenen intihar sahnesidir. Bu resimlerde Yahuda Erguvan ağacına kendini asmış şeytan gelip ruhunu almaktadır. Ressamlar genellikle bu hain figürün yüzünü çirkinleştirmişlerdir. Erken Rönesans ressamı Giotto, Padua'daki Scrovegni Şapeli'nde Kutsal Kitap ve mitolojinin dışında yeni bir intihar eden alegorik umutsuzluk figürü betimlemiştir. Bu, kendisini bir iple asmış bir kadın figürüdür ve bir şeytan gelip onun ruhunu almaktadır. Giotto'dan sonra Batı sanatında pek çok intihar eden kadın resimleri yapılmaya başlanır. Bunlar Lucretia, Sophonisba ve Kleopatra gibi tarihin güzel ve erdemli kadınlarıdır. Rönesans'tan 18. yüzyıla kadar süren bu resimler bir yandan kadın güzelliğini vurgularken öte yandan da intiharın kadınlara özgü bir zayıflık olarak algılanmasına neden olurlar. Ancak 18. yüzyılda sanatta intihar yeniden erkeklere özgü bir eylem haline gelmiştir. Dönemin sanatçılarının intihara yaklaşımı, soylu bir amaç uğruna intiharı seçen erdemli kişileri gösterip, idealler uğruna ölüme gidilebileceğini vurgulamaktır. Böylece intiharın "idealize edilmesi" yolunda ilk çabaların bu dönemde varolduğu gözlenir. Bu idealizasyon çabası 19. yüzyılda meyvesini verecek, intihar bu yüzyılda yüceltilecektir. Dönemin intihar konusunu işleyen resimlerinde bu olguya farklı iki bakış açısı getirildiği görülür. Bu bakış açılarından biri, intiharı "romantik bir eylem" olarak ele almaktır. Bunun örneğini Henry Wallis'in Chatterton'ın Ölümü adlı resminde görürüz. Genç şairin ölümü biçimsel olarak idealize edilmiştir. Öteki bakış açısı ise intiharı yalnızca bir eylem olarak veren Manet'nin İntihar adlı resminde karşımıza çıkar. Yüceltme ya da idealize etme söz konusu değildir. İki dünya savaşı arasında yaşayan 20. yüzyıl sanatçılarında da intihara iki farklı bakış görülür. Bunlardan biri Otto Dix ve George Grosz'un yaptığı gibi ciddiye almayıp karikatürleştirmektir. Diğeri ise Andy Warhol'un yaptığı gibi sıradan bir insanın intiharını ele alıp onu ikonize etmektir. 20. yüzyıl sanatçısının imgeleminde intihar artık gurur, umutsuzluk ya da soylu amaçlar uğruna işlenecek bir günah (!) değil, sıradan insanın yaşamını sonlandırmasının bir yoludur.
Since ancient times, suicide has been one artistic theme. Ajax, Pyramus, and Thisbe, for instance, are suicidal figures in Greek and Roman mythology. Because of his pride, Ajax killed himself with his sword. Ancient lovers Pyramus and Thisbe killed themselves because of a tragic misunderstanding. In Christianity, suicide is considered a sin, and Judas, Zimri, and Ahitophel are suicidal traitors in the Holy Bible. Samson and Abimelech killed themselves from pride and for revenge. Among these figures, however, Judas is the most painted: He hangs himself from “the Judas tree,” and a demon takes his soul. Generally, artists painted him with an ugly face to represent his treason. Early renaissance painter Giotto described a new suicidal allegorical figure of despair in Scrovegni Chapel at Padua—outside of the Holy Bible and mythology—a female figure who hanged herself with a rope, with a demon appearing to take her soul. After Giotto, many suicidal paintings of women began to appear in Western art. These depict beautiful and virtuous women of history like Lucretia, Sophonisba, and Cleopatra. From the Renaissance until the 18th century, such paintings emphasized female beauty on the one hand and suicide on the other, causing suicide to be perceived as a weakness specific to women. In the 18th century, however, suicide again became an action specific to men because French neo-classical artists painted historical subjects. These artists’ approach shows virtuous people choosing death for a noble cause and emphasizes death for an ideal. Thus in this period existed the first efforts to “idealize” suicide. In the 19th century, this idealization came to fruition, and suicide was exalted through two perspectives; one was suicide as a “romantic act.” An example is the formally idealized depiction “Henry Wallis Chatterton’s Death.” The other perspective is exemplified in “Manet’s Suicide,” which presents suicide as simply an action; rather than sublimation or aesthetic idealization, there is antagonism. In the 20th century, artists between the two world wars also presented two perspectives on suicide. Some, like Otto Dix and George Grosz, were not serious, but caricatured the act. Another perspective was to iconize an ordinary person’s suicide, as Andy Warhol did. In the 20th century artistic imagination, suicide was no longer a sin committed out of pride, from hopelessness, or for noble purposes, but simply as a way of ending ordinary human life.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER/ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | July 30, 2018 |
Submission Date | May 9, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 10 |