The Kyrgyz people, one of the oldest Turkic tribes mentioned in written sources, have an important place in Central Asian history. It is understood that the Kyrgyz people, about whom the first information comes from Chinese sources, lived in a wide geographic region and did not write their own history. The Kyrgyz were the first Turkic tribe to obey Cenghis Khan. It is thought that immigration to Kyrgyzstan, which is almost entirely mountainous, began in the 9th and 10th centuries. For this reason, we believe that the Kyrgyz historiography started very late, considering their late appearance on the scene of history. The subject of the first works written in the Marxist-Leninist line during the period of the Soviet Union in Kyrgyzstan was often shaped within the framework of the universal development of humanity, class struggle, popular uprisings, progressive and reactionary forces. After Kyrgyzstan declared its independence on 31 August 1991, a new free era of historiography began. After the breakup of the Soviet Union, four topics have come to the fore in the historiography of Kyrgyzstan. We can list these topics as historical persons, the origin of the Kyrgyz, special occasions and celebrations and oral traditions. This study will focus on the Kyrgyz historiography from its independence to the present. The sources of our study are research works written about the history of Kyrgyzstan.
Yazılı kaynaklarda adı geçen en eski Türk kavimlerinden biri olan Kırgızlar, Orta Asya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Haklarındaki ilk bilgilere Çin kaynaklarında rastladığımız Kırgızların geniş bir coğrafyada yaşadıkları ve kendi tarihlerini yazmadıkları anlaşılmaktadır. Kırgızlar, Cengiz Han’a itaat eden ilk Türk kavmidir. Günümüzde Kırgızistan olarak anılan ve neredeyse tamamı dağlık bir coğrafya olan Kırgızistan’a göçün IX-X. yüzyıllarda başladığı düşünülmektedir. Bu sebepten Kırgızların tarih yazıcılığının tarih sahnelerine çıkmaları göz önüne alınarak bir hayli geç başladığı kanaatindeyiz. Kırgızistan’da Sovyetler Birliği döneminde Marksist-Leninist çizgide yazılan ilk eserlerin konusu genellikle insanlığın evrensel gelişimi, sınıf mücadelesi, halk ayaklanmaları, ilerici ve gerici güçler çerçevesinde şekillenmiştir. Kırgızistan’ın 31 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ise tarih yazıcılığında daha serbest olan yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kırgızistan’ın tarih yazımında dört konu başlığının ön plana çıktığı görülmektedir. Bu konu başlıklarını tarihi kişiler, Kırgızların kökeni, özel günler ve kutlamalar ile sözlü gelenek olarak sıralayabiliriz. Bu çalışmada bağımsızlığından itibaren günümüze kadar olan süreçte Kırgız tarihi yazımı üzerinde durulacaktır. Çalışmamızın kaynaklarını Kırgızistan tarihi hakkında yazılan araştırma eserler oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science, Sociology, International Relations, History of The Social Sciences |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | March 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |