In 2008, a thermal drilling well was opened in the Büyükkükürt Dere valley 1.5 km from the village of Yakaören and 5 km from the
city center of Isparta. An explosion then occurred due to a gas jam during the drilling studies. After this explosion, CO2 and H2S gas began
to be discharged from the wastewater, and this gas discharge was fatal to human, animal, and plant life in the vicinity.
Chemical analysis results support theories that these gases are related to volcanism. If gas blows out continuously, how will this
affect biological life and human activities? In this study, our goal was to answer this question. We performed a surface analysis using GIS
technology and used daily and yearly statistical wind data collected by an automatic weather station located nearby the gas well. We then
analyzed this wind data with respect to the surface. We classified and mapped the hazardous regions based on climatic and
geomorphological data. The results show that if the discharge rates of gases such as CO2 and H2S increase, they will disperse to crowded
urban areas, farming areas, and areas with natural vegetation, and will cause extensive fatalities to human and the other forms of biological
life.
Isparta Şehri merkezine 5 km uzaklıktaki Yakaören Köyü güney batısında ve köye 1,5 km uzaklıktaki Büyükkükürt Dere vadisine 2008
yılında termal amaçlı bir sondaj kuyusu açma çalışması yapılmıştır. Çalışmaları sırasında gaz sıkışmasından kaynaklanan patlama meydana
gelmiştir. Bu patlama sonrasında kuyudan CO2 ve H2S gaz çıkışı başlamış olup gaz çıkışı çevredeki insan, hayvan ve bitki yaşamı üzerinde
ölümcül etkiler oluşturmuştur.
Yapılan kimyasal analizlerin sonuçları; bu gaz çıkışlarının Gölcük Volkanizması ile alakalı olduğu yaklaşımını geliştirilmiştir. Bu
çalışmada; volkanik gaz çıkışlarının devam etmesi hatta artması halinde çevredeki canlı yaşamın ve insan faaliyetlerinin bu durumdan nasıl
etkileneceği sorusunun cevabı aranmıştır. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojileri kullanılarak yüzey analizleri yapılmıştır. Yıllık ve günlük
rüzgar istatistikleri alınarak; bu veriler, yüzey analizleri ile ilişkilendirilmiştir. Böylece; jeomorfolojik ve klimatik verilere dayandırılan gaz
tehlikesi altındaki bölgeler sınıflandırılarak, haritalandırılmıştır. Sonuçlar: CO2 ve H2S gibi volkanik sahalarda da yüzeylenen gazlarının
etkinliğinin artması halinde bu gazların kalabalık nüfuslu yerleşim yerleri, tarım alanları ve doğal bitki örtüsü sahalarına yayılacağını, hem
insan, hem de hayvan ve bitki yaşamı üzerinde toplu ölümlere neden olabileceğini göstermiştir.
Journal Section | Research Article |
---|---|
Authors | |
Publication Date | August 17, 2017 |
Submission Date | August 17, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 34 |