Anayasamız, Cumhuriyetin temel niteliklerinden “sosyal hukuk devleti” ilkesi ile birlikte, sendika,
toplu iş sözleşmesi ve
grev hakkını da güvence altına almıştır. Grev hakkı, çalışanların bir temel hakkı olarak dünyanın büyük kıs- mında tanınmakta ve korunmaktadır. Türkiye, taraf olduğu uluslararası söz- leşmelere ve üyesi olduğu uluslararası örgütlerin, özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyinin denetim organlarının değerlendirmelerine de uyarak grev yasaklarını tedricen azaltma yoluna gitmektedir. Bu eğilim sosyal denge yönünden ve ülkemizin uluslararası yükümlülükleri kapsamında bir ilerleme sayılmalıdır.
Grevin birtakım olumsuz etkiler doğurması doğaldır ve baskı
amacını ta- şımasının gereğidir. Ancak, grevlerin bazı hâllerde ekonomik ve toplumsal ha- yatı felce uğratma tehlikesi de mevcuttur. Bu incelemenin amacı, grev hakkının
kapsamının genişletildiğini gördükten sonra (I), barışçı çözüm yollarını (II) ve grev hakkının özüne dokunmadan ve grevi etkisiz kılmadan, toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bazı yolları inceleyip (III), en son olarak “as- garî hizmet” üzerinde durarak, bazı öneriler getirmektir (VI).
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 74 - PROF. DR. FEVZİ ŞAHLANAN'A ARMAĞAN SAYISI |