İnsan topluluklarındaki en önemli değerlerden biri çocuklardır; çünkü
çocuklar geleceğin teminatı ve toplumun devamının garantisidir. Toplum içinde
bu kadar önemli bir yerde durmaları, zarar görebilecekleri etkenlerden korunmalarının
sağlanması ile haklarının korunmasını da beraberinde getirir. Bu
sebeple Birleşmiş Milletler, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de ”çocuğun anababasının
ya da bakımını üstlenen kişinin yanında iken dahi bedensel veya zihinsel
saldırı, şiddet ve suiistimale uğramasının engellenmesini, yasal, idari,
toplumsal, eğitsel önlemler alınmasını” öngörmektedir. Lakin bu öneme ve de
devletlerin imzalamış olduğu çocuklara dair sözleşmelere rağmen, çocuklara
yönelmiş şiddet, istismar, sömürü de önemli boyutlara ulaşmakta ve gün geçtikçe artmaktadır. Çocukların, gelişim düzeyi olarak yetişkinlerden farklı beden
ve zeka seviyelerinde olmaları ve kendi süreçleri ölçüsünde bazı toplumsal,
sosyal becerileri daha yeni yeni kazanıyor olmaları bazı kişilerin onları kullanabilecekleri
veya üzerlerinde insana dair olmayan muameleleri rahatça gerçekleştirebilecekleri
bir alan oluşturmaktadır. Bu sebeplerle, çocukların ve
adolesanların (ergenlik dönemindeki gençlerin) istismar edilmesi özellikle de
cinsel yönden istismar ve taciz edilmelerinin etkileri1 tüm hayatları boyu aşılamaz
sonuçlar oluşturmaktadır. Böylelikle minik zihinlerde ve bedenlerde yıllar
boyu devam edecek büyüdüklerinde de tramvatik olayların yaşanmasına sebep
olacak durumlar açığa çıkmaktadır. Bu olguların aşılmasında, istismarla karşılaşması olası olan çocukların haklarının korunması, suçlulara yeterli cezai
yaptırım uygulanması, psikolojik desteğin sağlanması, gerektiği yerde maddi
desteğin verilmesi, gerekiyorsa aileden uzaklaştırılması gibi bir dizi önlem alınabilir. Ayrıca, bu yaşananların olumsuzlukların azaltılması için hem çocukların,
hem de ailelerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir ki böylelikle hem mağdur
olma potansiyeldekiler korunurken, suçlu olma potansiyelinin de önüne geçilebilmesi
için adımlar atılmış olsun. Bu sebeple de önleme çalışmaları önemli bir
noktada yer almaktadır. Önleme çalışmalarında toplumun her kesiminin üzerinde
durulması gerekir. Özellikle eğitim çalışmalarıyla sadece çocukların değil,
anne-baba, eğitmen, doktor, bakıcı ve çocuklarla uğraşan uğraşmayan iş kollarının
tümünde bir hassasiyet ve de bilinç düzeyinin oluşturulması şarttır. Bu
çalışmada, sayılan sebepler nedeniyle konu “çocuklara yönelik cinsel istismarı
önleyici çalışmalar” bağlamında eğitimdeki önleyici çalışmalar olarak ele alınacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Public Law |
Authors | |
Publication Date | August 16, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 71 Issue: 1 |