Ucuz işgücü üzerinden rekabete dayalı politikalar izlemenin gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkisi olup, gelişmekle olan ülkeler açısından böyle bir yola bir kez girildiğinde çıkabilmek çok zordur. Bu kısır döngüye girildiğinde bir yandan kayıtdışı ekonomi yaygınlaşmakla; diğer yandan da arlan ithalat ve sürekli hale gelen spekülatif ekonomik krizler nedeniyle gelişmiş ülkelere gelişmekte olan ülkelerden rant aktarılmakta, bu ülkeler zenginiyle fakiriyle topluca yoksullaşmakta; paralel olarak gelir dağılımı da giderek daha fazla bozulmaktadır. Türkiye'nin Gümrük Birliğine tamamiyle dahil olması sonrasında gümrük vergileri ile eş etkili diğer vergilerin kaldırılması ve ortak gümrük tarifesi oranları, ortaya vergi kaybı çıkarmıştır. Bu kaybın, dolaylı vergilerin yanı sıra, sürekli düşen ücretler üzerinden alman doğrudan vergilerin reel anlamda artması yoluyla, çalışanların hayat standartları düşürülerek telafi edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Öte yandan Avrupa Birliği 2005 yılında tekstil ürünlerine yönelik tüm miktar sınırlamalarını GATT gereği kaldırdığında -Birliğe yönelik ihracatının %65'ini tekstil ürünlerinin oluşturduğu- Türkiye'nin Hindistan ve Çin gibi ülkelerle ucuz işgücüne dayalı bir rekabeti sürdürmesi kolay olmayacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 28, 2011 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 55 Issue: 1 |