1960'lı yılların ikinci yarısından itibaren sosyal bilimlerde yaşanan siyasi, kuramsal ve pratik kriz sonrasında kapitalizm öncesi toplumların oluşumuna odaklanan Marksizm ile toplumsal cinsiyet ve kadının ikincilliğine odaklanan Feminizm'in aradığı yanıtlar antropolojik yaklaşımların çalışma alanına uygun düşmüştür. Zengin bir araştırma ve çalışma çeşitliliğine sahip olan bu iki kuramın antropolojik izdüşümlerini inceleyen bu yazıda her iki kuramın öncelikle antropolojiden beklentileri, daha sonra her ikisinin toplumsal cinsiyet ve sınıf ekseninde antropolojiye yaklaşımları ele alınacaktır. Her iki kuram da üretken ve birbirini tamamlayan, hatta birbirine olumlu katkılarda bulunan bir gerilim hattından beslenen eleştirel yaklaşımları benimsemektedir. Her ikisi de politik bir duruş sergileyen bu akımların, Marksizmler'in temel kuramını sadece kapitalist topluma sınırlanmaktan kurtarma arzusu, Feminizmler'in ise farklılıkları odak noktasına yerleştirerek her geçen gün daha çok toplumsal yaşamın cinsiyete dayalı çözümsüzlüklerine bir yanıt arayışı içinde olması antropolojinin hem kuramsal hem de siyasal açıdan zenginleşmesine önemli katkı sağlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 14, 2013 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 1 Issue: 2 |