The model of good governance developed in mainstream (Ahl al-Sunna) Islamic political thought is predicated on the delicate balance between the limitation and consolidation of power, a fundamental concept observed across societies throughout history, including modern Western societies. However, in contemporary interpretations of the Ahl al-Sunna tradition, the crucial aspect of power limitation often receives scant attention, leading to a prevalent portrayal of the Islamic political model as inherently centralized and autocratic. We contend that this misreading primarily stems from neglecting the theo-political implications of the principle of “tawhid,” a unique feature of Islam. Tawhid not only unequivocally rejects the deification of rulers or governance to consolidate power but also underscores the supremacy of divine law, which is rooted in Allah’s absolute sovereignty. Consequently, it imposes moral and legal limitations on political power. This oversight prompts this article to critically evaluate mainstream Islamic political thought through the prism of tawhid, elucidating how political power is limited ontologically, epistemologically, legally, and morally within Islam.
Ana-akım (Ehl-i Sünnet) İslam siyaset düşüncesinde istikrar bulmuş olan iyi-yönetişim modeli, tarih boyunca -modern Batı toplumları da dâhilbütün toplumlarda görülen ve bir yandan iktidarın konsolidasyonuna/ temerküzüne, diğer yandan da iktidarın sınırlandırılmasına dayalı hassas bir denge durumunu yansıtmaktadır. Ancak günümüzde Ehl-i Sünnet geleneğine dair geriye dönük okumalarda, söz konusu denklemin ikinci kısmı, yani iktidarın sınırlandırılması görmezden gelinerek, İslam siyaset modelini salt iktidar yanlısı, merkeziyetçi ve otokratik bir yapı olarak sunma temayülünün hâkim olduğu görülmektedir. Bu yanlış okumanın en önemli nedeni, kanaatimizce, İslam’a özgü bir nitelik olan “tevhid” ilkesinin teo-politik sonuçlarının ihmal edilmesidir. Zira tevhid, bir görünümüyle, neredeyse tüm toplumlarda ve kültürlerde iktidarın konsolidasyonu için yöneticilere veya yönetime uluhiyet atfetme temayülünü kategorik olarak reddederek iktidarın teorik düzeyde suistimalini engellerken, diğer görünümüyle de Allah’ın mutlak egemenliğine istinaden ilahi hukukun üstünlüğü anlayışını getirmekte ve siyasal iktidarı hukuki ve ahlaki olarak sınırlandırmaktadır. Bu sorunsaldan hareketle makalemizde ana-akım İslam siyaset düşüncesi “tevhid” ilkesi ekseninde değerlendirilmiş ve İslam’da siyasal iktidarın ontolojik, epistemolojik, hukuki ve ahlaki olarak nasıl sınırlandırıldığı gösterilmeye çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 27, 2024 |
Submission Date | November 30, 2023 |
Acceptance Date | March 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |