Al-Fiqh al-akbar, a short credal document attributed to Abū Ḥanīfa and narrated by his son Hammād, attracted great attention during the Ottoman period among both laypeople and scholars. Commentaries on, translations of, and verse responses to it were widespread. In the seventeenth century, when scholars were showing particular interest in writing in Turkish and translating important religious classics into Turkish, Al-Fiqh al-akbar was translated by more than one author. This article focuses on one such translation of al-Fiqh al-akbar, which is sometimes attributed to an unknown author and attributed to different names at other times. Our study found that the author of the translation, a Latinized version of which is attached to the end of this article, was Abū Aḥmadzāde Muḥammad Efendi, an Ottoman scholar of the seventeenth century. As research in this area has deepened, it has become possible to investigate the thought of the author through other works. It was determined that the author also wrote a short treatise to prove that al-Fiqh al-akbar was authored by Abū Ḥanīfa, and the text of this treatise was added to this article. It was determined that in the context of the debate between Kadızādelis and Khalwatīs, which constituted the most important religious development of the seventeenth century, the author’s thought was close to that of the Kadızādelis. The author also wrote various works against the Sufis, and it can be seen that al-Fiqh al-akbar received particular attention during this period, with a certain meaning being attributed to it. In this article, in addition to the description of certain features of the translation, a number of claims are put forward, and the value and mission of the translation are assessed, taking into account the religious-scientific-cultural context in which it was produced.
Ebû Hanîfe’ye nispet edilen ve oğlu Hammâd b. Ebî Hanîfe kanalıyla rivayet edilen el-Fıkhu’l-ekber isimli kısa akaid metni Osmanlı döneminde gerek halk nazarında gerekse de ulema nezdinde büyük bir ilgi görmüş, ulemadan birçok kişi eser üzerine şerh, tercüme ve manzume şeklinde çalışmalar yapmıştır. Ulemanın Türkçe eserler kaleme almaya veya önemli dinî klasikleri Türkçe’ye çevirmeye hususi bir ilgi gösterdiği onyedinci yüzyılda Fıkh-ı Ekberde birden çok müellif tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. İşte bu makalenin konusu günümüze ulaşan çok sayıda nüshasından hareketle belli bir ilgiye mazhar olduğu anlaşılan, kimi zaman müellifi meçhul olarak kaydedilen kimi zaman da farklı isimlere nispet edilen bir Fıkh-ı Ekber tercümesinin hususiyetleri ve tercümenin müellifinin tespitidir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde makalenin sonuna latinizesi iliştirilen tercümenin müellifinin onyedinci yüzyıl Osmanlı ulemasından Ebû Ahmedzâde Muhammed Efendi olduğu anlaşılmıştır. Araştırmanın derinleştirilmesiyle müellifin diğer eserleri ile düşünce dünyasına dair birtakım tespitlere ulaşmak mümkün olmuştur. Müellifin ayrıca Fıkh-ı Ekber’in Ebû Hanîfe’ye ait olduğunu delilleriyle ortaya koymak üzere küçük hacimli bir risale de kaleme aldığı saptanmış ve bu makalenin peşine eklenmiştir. Müellifin onyedinci yüzyılın en önemli dinî hareketliliği olan Kadızâdeliler-Halvetîler çekişmesinde Kadızâdelilerin düşünce çizgisine yakın olduğu, sufilere karşı çeşitli eserler kaleme aldığı tespit edilmiş, Fıkh-ı Ekber’in söz konusu çizgi tarafından ilgili dönemde hususi olarak öne çıkarıldığı ve belli anlamlar yüklendiği görülmüştür. Makalede tercümenin taşıdığı özelliklerin tasvirinin yanı sıra üretildiği dinî-ilmî-kültürel bağlam dikkate alınarak haiz olduğu değer ve misyonu üzerine birtakım iddialar ileri sürülmüş ve mülahazalarda bulunulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2021 |
Submission Date | February 22, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |