Tashkubrîzâdah, in his risalah called “Nuzhat al-alhâz fî adem wad‘ al-alfâz li al-alfâz”, examined an issue that was previously discussed between al-Taftazani (d. 792/1390) and Sayyid Sharif (d. 816/1413) whether “wad‘” is in question when the words do not convey a specific meaning and refer directly to themselves. al-Taftazani defends the idea that all the words that are established to show a certain meaning in language are also established for themselves. However, unlike the phenomenon of wad‘ in the known sense, this does not contain any intention to signify any meaning and takes place in the tacit of the former. Contrary to this view, Sayyid Sharif argues that in cases where the words refer directly to themselves -intentionally or unintentionally- there cannot be any mention of the phenomenon of wad‘. Ali Kuşçu conversely, adopted al-Taftazani’s approach and based this view on some of its results and also made some criticisms of Sayyid Sharif. Contrarily Tashkubrîzâdah, adopted the view put forward by Sayyid Sharif and successfully answered Kuşçu’s criticisms. The author briefly summarizes Sayyid Sharif’s statements and then provides justifications for them. He builds the narrative in this section based on three different types of provision (al-hukm). Subsequently, the author lists his objections to Kuşçu’s explanations in ten points and discusses each objection. Although the discussion of unspoken/implied wad‘ is not one of the main issues of the discipline, it is important in terms of clearly revealing the nature and conceptual content of the phenomenon of wad‘. Furthermore, as Nuzhat al-alhâz constitutes one of the remarkable examples of the risalah tradition in Ottoman intellectual life, it is important to understand it. In interpreting the Nuzhat al-alhâz, this article examines the historical origins of the debate, comperatively analyzes the views of the parties and expatiates on the development of the issue by following the subject.
Taşköprülüzâde “Nüzhetü’l-elhâz fî ademi vaz‘i’l-elfâz li’l-elfâz” başlıklı risalesinde, daha önce Teftâzânî (ö. 792/1390) ve Seyyid Şerif (ö. 816/1413) arasında tartışma konusu olan, lafızların belirli bir manayı göstermeyip doğrudan kendilerine referansta bulundukları durumlarda vaz‘ olgusunun söz konusu olup olmadığı sorununu inceler. Teftâzânî, dilde belirli bir manayı göstermek üzere vaz‘ olunan bütün lafızların aynı zamanda bizzat kendileri için de vaz‘ olunduğu fikrini savunur. Ancak bu, bilinen anlamdaki vaz‘ olgusundan farklı olarak, herhangi bir manaya delâlet kasıt içermez ve ilkinin zımnında zorunlu olarak gerçekleşir. Seyyid Şerif ise bu görüşün aksine, lafızların doğrudan kendisine referansta bulunduğu durumlarda -kasıtlı ya da kasıtsız- hiçbir anlamda vaz‘ olgusundan bahsedilemeyeceğini öne sürer. Ali Kuşçu Teftâzânî’nin yaklaşım şeklini benimsemiş ve bu görüşü temellendirerek bazı sonuçları üzerinde durmuştur. Ayrıca müellifin Seyyid Şerif’e bazı itirazlarda bulunduğu görülür. Taşköprülüzâde ise Kuşçu’nun tam aksine Seyyid Şerif’in öne sürdüğü görüşü benimsemiş ve Kuşçu’nun yönelttiği eleştirileri başarılı bir şekilde cevaplamıştır. Bu çerçevede müellif, risalede öncelikle Seyyid Şerif’in açıklamalarını kısaca özetler, peşi sıra bu görüşü haklı çıkaracak gerekçeleri ortaya koyar (tahkik). Müellif, bu bölümdeki anlatımı hükmün birbirinden ayrıştırılan üç türü üzerine inşa eder. Akabinde Kuşçu’nun Seyyid Şerif’in açıklamalarına yönelik itirazlarını on madde halinde sıralar ve her birini cevaplar. Zımnî vaz‘ tartışması her ne kadar disiplinin temel meselelerinden olmasa da vaz‘ olgusunun mahiyeti ve kavramsal içeriğinin açık seçik bir biçimde ortaya konması bakımından önem arz eder. Öte yandan Nüzhetü’l-elhâz, Osmanlı entelektüel hayatında risâle geleneğinin dikkat çekici örneklerinden birini teşkil eder. Bu amaçla makalede, Nüzhetü’l-elhâz’ı anlamak ve yorumlayabilmek için tartışmanın tarihsel kökenine gidilmiş, tarafların görüşleri karşılaştırmalı bir biçimde analiz edilmiş ve konu takibi yapılarak meselenin gelişimi ortaya konmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2021 |
Submission Date | July 16, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 11 Issue: 2 |