One of the critical points in Ottoman modernization involved the Commercial Code of Berriye of 1850, because this code formed the first of the texts the authorized board adopted as an exemplary source of foreign law and indigenized within the context of its own terms and needs. The number of independent studies on the Commercial Code is not high. In most of them, the sharʿī ground of the Law was not sufficiently revealed, and it was claimed that the ʿulamāʾ were dissidents because of the acceptance of the law as the product of external pressure. The articles containing interest have been used as one of the grounds for the argument of opposition to the ʿulamāʾ without adequate examination. However, the ʿulamāʾ always existed at a certain level in the assemblies that planned and implemented the Tanẓīmāt reforms. Commercial law is the key to the Western theory of interest in Ottoman law. This article will first refer to the role of the codification procedure in ensuring legislative compliance with the Sharīʿa and then evaluate the archival material regarding the enactment procedures of commercial law in the context of the ʿulamāʾ’s contributions. In addition, the article will connect the paradigm of legitimacy, which had taken on legal official language through the ʿulamāʾ’s contributions, with the legal commercial conditions of the period. Finally, the study will briefly touch upon the theoretical background of how the concepts of interest and guzishta occurred in commercial law despite the ban on ribā that had been applied in Ottoman law as one of the basic principles of Sharīʿa law. The study will also determine how the legitimacy problem had been overcome in the context of the ʿulamāʾ’s contributions.
Osmanlı modernleşme sürecinin kritik noktalarından biri 1850 tarihli Ticaret-i Berriye Kanunnamesi’dir. Zira Kanunname yetkili kurulun yabancı hukuka ait bir mevzuat örneğini kaynak kabul ederek kendi şart ve ihtiyaçları bağlamında yerlileştirdiği metinlerin ilkidir. Kanunname’ye dair müstakil araştırma sayısı fazla değildir. Çoğunda şer‘i zemini yeterince ortaya konmamış, dış baskı ürünü olduğu kabulünden hareketle ulema muhalefet pozisyonuna konumlandırılmış, faiz ve güzeşte unsurlu maddelerinin hukuki açılımı yeterince irdelenmemiş, fakat faizi destekleyen muhtevası ulema muhalefeti söyleminin dayanaklarından biri olarak kullanılmıştır. Hâlbuki Tanzimat reformlarını planlayan ve uygulayan meclislerin içerisinde ulema belirli düzeyde daima var olmuştur. Ticaret Kanunu Batılı faiz teorisinin Osmanlı hukukuna giriş anahtarıdır. Bu makale öncelikle yürürlük prosedürünün mevzuatın şer‘i ahkâma uygunluğunu sağlama rolüne atıfta bulunacak, ardından Ticaret Kanunu’nun yasalaşma prosedürüne ait arşiv malzemesini ulema katkısı bağlamında değerlendirecektir. Ayrıca ulema katkısıyla hukuki-resmî dile bürünen meşruiyet paradigması dönemin ticari-hukuki koşullarıyla irtibatlandıracaktır. Son olarak Osmanlı hukukunda şer‘i ahkâmın temel ilkelerinden biri olarak uygulanan riba yasağına rağmen Ticaret Kanunu’nda yer verilen faiz ve güzeşte kavramının teorik alt yapısına kısaca değinecek, meşruiyet sorununun nasıl aşıldığı ulema katkısı bağlamında tespit edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2023 |
Submission Date | December 14, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 13 Issue: 1 |