İnsanın aitlik duygusunun bir parçası olan kent, kimi zaman adeta canlı bir varlık gibi insan yaşamının merkezinde yer alır. Bu merkezi belirleyen temellerden biri; mekân olarak kentin insan varoluşunun inşasını, bütünselliğinin bir parçasını oluşturmasıdır. Kimliğini bir mekân çerçevesinde oluşturan insan için kent; mekânın boyutlarından biri olarak varoluş sürecinin yapı taşlarından biridir ve bu varoluş sürecinde insan- mekân, mekân- insan ve insan-insan ilişkisinde mekânın rolü gibi üç boyutlu bir etkileşim yapısı söz konusudur. 1703 yılında kurulan Peterburg kenti, Avrupa’ya açılan pencere olarak Çar I.Petro modernleşmesinin, yeni Rusya düşüncesinin sembolü olur. Ancak bu sembol, aynı zamanda yeni kentin yarattığı toplumsal düzen ile beraber ciddi tartışmaların da merkezinde yer alır. Peterburg artık hem yeni kültürün temsili hem de toplumsal çelişkilerin açıkça hissedildiği bir mekân olarak karmaşık bir süreci beraberinde getirir. Bu süreç dönemin edebiyatında da ifade bulur ve Peterburg’a dair iki tür söylem gelişir. Peterburg bir taraftan Rusya’nın Batı’ya açılan penceresi, modernleşmenin sembolü olarak değerlendirilirken, diğer taraftan bireyselliğin hâkimiyet altına alındığı, kapitalist sistemin küçük insanlara yaşam hakkı tanımadığı ruhsuz, bürokratik bir kent olarak değerlendirilir. Bu çerçevede çalışmamızın sınırları içinde Aleksandr Puşkin, Mihail Lermontov, Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevski gibi yazarlar çerçevesinde insan-mekân ilişkisi bağlamında 19. yüzyılın ilk yarısı Rus edebiyatında Peterburg teması ele alınacak, Peterburg hem yazarların dünya duyumsayışı, hem de kahramanlarının varoluş ve mücadele mekânı olarak değerlendirilecektir
-
-
-
Being a part of people’s sense of belonging, the city plays a central role in human life as a living entity. One of the foundations that determines this center is the fact that the city establishes the construction of human existence and creates a part of its totality. For people who form their identity within the framework of a place, the city, as one of the dimensions of space, is a building block of the existence process; and in this process of existence, there is a three-dimensional interaction structure as in the role of space in the human-space, space-human and human-human relationship. Founded in 1703, the city of Petersburg, Russia’s window to the West, became the symbol of the modernization of Tsar Peter I and the new Russian thought. However, this symbol, together with the social order created by the new city, became the center of serious debates. Both as a representation of the new culture and as a place where social contradictions are clearly felt, Petersburg would bring with it a complex process. This process also finds expression in the literature of the period and two types of discourse on Petersburg develop. On the one hand, Petersburg is regarded as Russia’s window to the West and a symbol of modernization. On the other, it is considered as a soulless, bureaucratic city where individuality is dominated, and the capitalist system does not give common people the right to live. Within the boundaries of our work, the theme of Petersburg in Russian literature of the first half of the 19th century will be discussed in the context of the human-space relationship within a framework of such writers as Aleksandr Pushkin, Mihail Lermontov, Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevsky. Petersburg will be evaluated as both the writers’ sensation of the world and the place of existence and struggle of their protagonists.
-
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Project Number | - |
Publication Date | December 6, 2021 |
Submission Date | March 4, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |