İslâmi edebiyatta seyr ü sülûkun alegorik tarzda anlatımı ilk olarak Arap Edebiyatı’nda ortaya çıkmış, Fars Edebiyatı yoluyla Türk Edebiyatı’na geçmiştir. İbn Sinâ Arapça kaleme aldığı Salamân u Absâl eseriyle bu türün ilk örneğini vermiş, bu türde eser veren diğer kalem erbabı onu takip etmişlerdir. Fars Edebiyatı’nda ise Suhreverdî’nin Munisü’l- ‘uşşâk’ı ve Attâr’ın Mantıku’t- tayr’ı ilk örneklerdir. 15.yy. Fars Edebiyatı’nın önemli şahsiyetlerinden Fettâhî-yi Nişâbûrî bu türün ilk temsilcilerinden olmasa da aşk, güzellik, gönül v.s. mazmunları kişileştirerek Hosn u Dil (Hüsn ü Dil/ Güzellik ve Gönül) adıyla alegorik tarzda mesnevi yazan ilk kişidir. Eserin konusu görünüşte, Mağrip hükümdarı Akl’ın oğlu Dil ile Maşrik hükümdarı Aşk’ın kızı Hosn arasındaki muaşaka olsa da esasında bir iç yolculuk ve arayış hikayesidir. Bu iç yolculukta kat edilen her bir mekan bedenin bir uzvu veya insana ait bir kavram olup bu mekanlar seyr ü sülûkta bir basamak olarak tasarlanmıştır. Hosn u Dil, Doğu ve Batı edebiyatlarında büyük bir şöhrete sahip olmuş, eserin tercümeleri, tanzirleri yapılmış; ondan esinlenerek eserler ortaya konmuştur. Özellikle 16.yy. Türk şairleri eserden derinden etkilenmiş, Lâmiî, Ahî, Vâlî, Muhyî, Sıdkî aynı isimle eseri manzum veya mensur olarak Türkçe’ye çevirmişlerdir. Ayrıca W. Price ve A. Browne taraflarından İngilizce, R. Dvorak tarafından da Almanca çevirileri yapılmıştır. 16.yy. Türk Edebiyatı’nın güçlü şairlerinden Fuzûlî’nin Sıhhat ve Maraz isimli eserinin de Hosn u Dil’in alegorik kurgusundan izler taşıdığı ileri sürülmüştür. Bu çalışmada Hosn u Dil’in, Sıhhat ve Maraz üzerindeki etkisi irdelenirken iki eserin örtüştüğü ve ayrıştığı noktaları ortaya koymak için eserler şahıs, mekan ve olay örgüsü yönünden karşılaştırılacaktır.
The allegorical expression of seyr ü sulûk in Islamic literature first appeared in Arabic texts and was transmitted to Turkish literature via Persian. Ibn Sinâ wrote the first example of this genre, his Salaman u Absâl written in Arabic, and other writers in the genre followed him. In Persian literature, Suhreverdî's Munisü'l-uşşâk and Attâr's Mantıku't-tayr are the first examples. Although Fattâhî, an important figure of 15th century Persian literature, was not one of the first representatives of this genre, he was the first to write an allegorical mathnawi (the name Husn u Dil) by personifying ideas such as love, beauty, heart, etc. Although the subject of the work is superficially a love story between Dil(Heart), the son of the Maghreb ruler Akl (Reason), and Husn (Beauty), the daughter of the Mashrik ruler, Ishk (Love), its theme is actually an inner journey and a quest. Each place traversed in this inner journey is a part of the body and each is designed as a step on seyr ü sulûk. Husn u Dil has gained a great reputation in both Eastern and Western literature, and has been translated into various other languages, as well as inspiring the publication of many other works of literature. The 16th century Turkish poets were particularly influenced by the work, and those such as Lâmiî, Ahî, Wâlî, Muhyî, and Sıdkî translated the work into Turkish both as poetry and prose. Subsequently, W. Price and A. Browne translated the work into English, and R. Dvorak into German. It has been claimed that Fuzulî's work, Sıhhat ve Maraz, also contains traces of the allegorical fiction of Husn u Dil. In this article, we will examine that the influence of Husn u Dil on Sıhhat ve Maraz, particularly overlapping and contrasting points of both works in terms of place, person, and storyline.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 18, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |