Despite the fact that maritime activities were not very warmly considered during the reign of the Rashīdūn Caliphate (11-40/632-661), the concerns the al-Shām [Syrian] governor Muʻāwiya b. Abī Sufyān (d. 60/680) had about the dangers that could come from the seas became a reality that every Muslim could feel with the landing of the Byzantine Empire in Alexandria in 25 AH (645). Muʻāwiya made a good assessment of the new situation and asked Caliph ʻUthmān b. ʻĀffān (23-35/644-656) for permission to organize an operation to Cyprus, despite his previous requests for an expedition to carry out djihādi [jihad] activities in the seas having been repeatedly rejected. Muʻāwiya did receive permission to go on an expedition, provided that he complied with the conditions set by the caliph, and organized a landing in Cyprus with a fleet of 1,700 ships under his command in 28 AH (648-649 AD), achieving a great victory and large amounts of plunder. However, once the terms of the treaty were abandoned, a second expedition was made to the island of Cyprus with 500 ships in 33 AH (653-654 AD). At the end of this operation, a military unit consisting of 12,000 people was placed on the island. With the two victories of the Muslim Arabs during this time, a new era began in the Mediterranean and condominium [joint administration] was established in Cyprus until the Byzantine Empire seized the island in 353 AH (965 AD). The present study chronologically examines and evaluates in the light of the information from Islamic and Christian sources the preparations for the Cyprus landings under Caliph ʻUthmān’s reign and during the Umayyad (41-132/661-750) and ʻAbbāsid (132-656/750-1258) Caliphates, the outcomes of these military campaigns, and the dual administration of the island with the Byzantine Empire until 353 AH (965), as well as both sides’ struggle for dominion over Cyprus.
Hulefâ-yi Râşidîn (11-40/632-661) devrinde denizcilik faâliyetlerine çok sıcak bakılmamasına rağmen Suriye (Şâm) Vâlisi Muâviye b. Ebû Süfyân’ın (ö. 60/680) denizlerden gelebilecek tehlikelere yönelik endişeleri, 25 (645) yılında Bizans İmparatorluğu tarafından İskenderiye’ye yapılan çıkarmayla her Müslümanın hissedebildiği bir gerçeğe dönüştü. İslâm ordusunun denizlerde cihad faâliyetlerini yürütebilmeleri için daha önceden bulunduğu sefer talepleri müteaddid defa reddedilmesine rağmen ortaya çıkan yeni durumu iyi bir şekilde değerlendiren Muâviye, Hz. Osmân’dan (23-35/644-656) Kıbrıs’a harekât düzenlemek için müsâade istedi. Halifenin belirlediği şartlara uyması kaydıyla sefere çıkma iznini alan Muâviye, kendi kumandanlığında 28 (648-649) senesinde Kıbrıs’a 1.700 gemiden müteşekkil bir filoyla çıkarma düzenleyerek büyük bir galibiyet ve ganîmet elde etti. Bununla birlikte yapılan antlaşma şartlarına uyulmaması üzerine Kıbrıs Adası’na 33 (653-654) yılında 500 gemi ile ikinci bir sefer daha yapıldı ve bu harekâtın nihâyetinde adaya 12.000 kişiden müteşekkil askerî birlik yerleştirildi. Müslüman Arapların mezkûr yıllarda kazandığı iki zafer ile Akdeniz’de yeni bir devir başlamış ve 353 (965) senesinde Bizans İmparatorluğu’nun adayı ele geçirdiği zamana kadar Kıbrıs’ta ortak idâre (condominium) tesis edilmiştir. Bu çalışmada Hz. Osmân, Emevî (41-132/661- 750) ve Abbâsî Hilâfeti (132-656/750-1258) dönemlerinde gerçekleşen Kıbrıs çıkarmaları için yapılan hazırlıklar, düzenlenen seferler neticesinde vuku bulan hâdiseler, 353’e (965) kadar Bizans ile müşterek bir sûrette yürütülen adadaki ikili idâre yanında iki tarafın Kıbrıs Adası’na yönelik hâkimiyet mücâdelesi İslâm ve Hıristiyan kaynaklarının verdiği bilgiler ışığında kronolojik bir şekilde ele alınarak değerlendirilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 41 |