Topografi k, coğrafi ve stratejik özellikleri nedeniyle Niksar Kalesi,
Orta Karadeniz bölümünün iç kısımlarını denetleyen ve savunan bir “garnizon”
tipi yerleşim yeri olarak yüzyıllar boyunca güvenlik konusunda
önemli hizmetler vermiştir. Ancak Niksar’ı sadece “kale tipi” bir yerleşim
yeri olarak tanımlamak doğru olmaz. En geç Danişmendliler döneminden
beri, büyük olasılıkla da Roma veya Bizans çağından beri kale içinde bir
yerleşimin söz konusu olduğu gibi, yerleşimin sadece kale içiyle sınırlı
kalmadığı sur dışındaki mevcut yapı izlerinden anlaşılmaktadır.
Surlarda ve surları tahkim eden burçlarda, kale duvarları içindeki
yapılarda farklı duvar örgülerine rastlanılması kalenin geçirmiş olduğu
onarım ve ilavelere işaret etmektedir. Yalnız kaleye dair verilebilecek tek
somut tarih, 1198 yılıdır ve Anadolu Selçuklu Sultanı II. Rükneddin Süleyman
Şah dönemine ait kitabede okunmaktadır.
Tarihsel açıdan ele alındığında, iç kalenin ortasını teşkil eden bölümün
kalenin en erken tarihli bölümü olması kuvvetle muhtemeldir. Bu bölümde
mevcut medrese, türbe, hamam, iç kale mescidi dışında, kaleye ilgili idari
ve muhafız yapılarının bulunması ihtimal dâhilindedir. Daha erken tarihli
olduğu düşünülen iç kalenin orta bölümünün batısına Danişmendiler
döneminde yeni yapılar inşa edilerek yerleşimin özellikle 12. yüzyılda bu
yöne doğru geliştiğine ve kalenin bu dönemde yoğun olarak kullanılan bir
yerleşim yeri olduğuna işaret etmektedir.
Kaledeki bazı yapıların inşa edildiği tarih ve hatta işlevi konusu
tartışmalıdır. Kalede bulunması kuvvetle muhtemel zindanın yeri henüz
tahmin edilememektedir. Ortaçağ kalelerinden Antep, Afyon, Harput,
Şebinkarahisar ve Amasya kalelerinde zindanın olduğu bilinmektedir.
Bu kalelerden özellikle de Harput ve Amasya’daki zindanlara tünellerle
ulaşılmaktadır. Bu sebeple de bu kaleye ait tünellerde yapılacak çalışmalar
tünelle bağlantılı bir zindanın bulunup bulunmadığı sorusuna da daha net
cevap verecektir. Özellikle de han, mutfak, hapishane ve tüneller ile iç
kalenin orta bölümündeki tonoz örtülü bölümde detaylı çalışmalara hatta
kazılara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak bu şekilde yapılacak olan yorumlar
ile Niksar Kalesi’ni tanımlamak ve tarihlendirmek daha sağlam bir zemine
oturabilir.
Sonuç olarak bu makalede, kalenin tarihsel gelişimi, kaledeki işlevi
tartışmalı bazı yapıların fonksiyonunun ne olabileceği ve aynı zamanda
kalenin ve kale içindeki yapıların tarihlendirme problemi ele alınmış ve
Niksar Kalesi’nin mimarisi detaylı olarak tanıtılmıştır.
Due to its topographical, geographical, and strategic advantages, Niksar
Castle provided signifi cant security services for centuries as a “garrison”
settlement, which controlled and defended the inner regions of the Central
Black Sea region. Nevertheless, it may not be accurate to describe Niksar
merely as a “castle” settlement. There had been a settlement within the
castle since Danishmendi period the latest and most probably since the
Roman or Byzantine periods, and that current structural remains outside
the walls indicate that settlement was not limited to the inner part of the
fortress.
Diff erent masonry works as observed in the walls and bastions that fortifi
ed the walls and buildings inside the castle confi rm that the castle underwent
repairs and modifi cations in time. However the only discrete date
in witness of the above is the year 1198, which is read on an inscription
pertaining to the period of Rukneddin Suleiman Shah, Sultan of Anatolian
Seljuks.
Historically speaking, it is most probably that the section in the center
of the citadel is the earliest dated part of the castle. It is likely that there
were administrational and guardsmen buildings of the castle in addition to
the current madrasa, tomb, bath, and citadel masjid. The new buildings as
erected by Danishmends to the west of the earlier dated central section of
the castle indicate that the settlement was extended to the said direction
especially in the 12th Century and that the castle had been a frequently used
settlement throughout that period.
There is an ongoing debate as regards the date and even function of certain
buildings within the castle. The dungeon, a most expected part of any
castle, could not have been located yet. It is well established that castles
from the Middle Age, such as Antep, Afyon, Harput, Şebinkarahisar, and
Amasya had dungeons. The dungeons were accessed via tunnels especially
in Harput ve Amasya castles. Therefore, exploratory work on the tunnels
of the castle might provide a clear answer to the question of whether there
was a dungeon in the castle. Detailed work and even excavations are needed
especially at inn, kitchen, prison, and tunnels as well as at the vaultcovered
section in the middle of the citadel. Only upon comments based
on such work a solid foundation for any accurate description and date for
Niksar Castle may be provided.
In conclusion, the present paper addresses the historical development of
Niksar Castle, what might be the true function of certain buildings within
the castle, the functions of which have been debated, and at the same time
the problem of dating the castle and certain buildings inside it, with a detailed
presentation of architectural characteristics of castle.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 21, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 25 |