Bu makale, Berlin Konferansı’nın 140. yılı vesilesiyle, Osmanlı Devleti’nin söz konusu konferanstaki rolünü ve bu dönemin ardından Afrika’ya yönelik artan diplomatik, siyasi ve sembolik ilgisini ele almaktadır. Berlin Konferansı, Afrika kıtasının sömürgeci güçler arasında paylaşımını uluslararası hukuki bir çerçeveye oturtan bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Osmanlı Devleti’nin bu sürece katılımı ise, çeşitli araştırmalarda farklı açılardan değerlendirilmiştir. Osmanlı’nın konferansa katılımı, esas olarak Afrika’da toprak kazanma arzusundan ziyade, Mısır gibi stratejik bölgelerdeki çıkarlarını koruma amacıyla ilişkilendirilmektedir. Bununla birlikte, imparatorluğun Kuzey Afrika’daki dini ve siyasi nüfuzunu sürdürme çabası ile Avrupa devletleri arasında eşit bir uluslararası aktör olarak konumlanma isteği, bu katılımın belirleyici unsurları olmuştur. Makale, konferans sonrasında Osmanlı belgelerinde sıkça rastlanan “Mesâil-i Afrika” (Afrika Meseleleri) kavramını, imparatorluğun kıtaya yönelik genişleyen jeopolitik algısının bir yansıması olarak ele almaktadır. Bu çerçevede harita üretimi, diplomatik yazışmalar ve Zanzibar örneğinde görüldüğü üzere yerel Müslüman yönetimlerle kurulan ilişkiler üzerinden Osmanlı’nın Afrika’daki varlığına yeni bir bakış açısı sunulmaktadır. Sonuç olarak çalışma, Berlin Konferansı’nın 140. yıldönümünde Osmanlı’nın Afrika’daki mevcudiyetini çok katmanlı, karşılıklı etkileşimlere dayalı bir perspektiften yeniden değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
This article, marking the 140th anniversary of the 1884–85 Berlin Conference, examines the role of the Ottoman Empire during the 1884–85 Berlin Conference and explores its growing diplomatic, political, and symbolic engagement with Africa in the aftermath of the conference. Recognized as a turning point that formalized the partition of Africa among European colonial powers, the Berlin Conference has been the subject of numerous studies regarding Ottoman participation. Rather than a territorial expansionist agenda, the Ottoman motivation to attend the conference is here interpreted primarily as a strategic effort to safeguard its interests in key regions such as Egypt. Additionally, the desire to maintain religious and political influence in North Africa and to assert its status as a legitimate international actor among European powers played a critical role in its decision to participate. Central to this study is the concept of “Mesâil-i Afrika (African Affairs), frequently encountered in post-conference Ottoman archival documents, which reflects a broadened geopolitical awareness of the continent. Through cartographic production, diplomatic correspondence, and relations with local Muslim polities—such as the Sultanate of Zanzibar—the article proposes a new perspective on Ottoman presence in Africa. In marking the 140th anniversary of the Berlin Conference, this study offers a rethinking of the Ottoman Empire’s African engagement beyond colonial paradigms, emphasizing multi-layered and reciprocal interactions.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | African Political History, Late Modern Ottoman History |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | October 27, 2025 |
| Submission Date | January 7, 2025 |
| Acceptance Date | August 18, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 87 |