Necip Fazıl’ın, Hz. Muhammet’in yaşamı etrafında kaleme aldığı, altmış üç bölümden oluşan Esselâm’ı umduğunun aksine edebiyat çevrelerinin dikkatini çekememiştir. Peygamber’in biyografisini doğumu, mucizeleri, hicreti, miracı, savaşları ve ölümü de dâhil olmak üzere kronolojik bir sırayla ele alan Esselâm’ın, metni kadar “Takdim” yazısı da önemlidir. Bu sunuş, şairin metin ile okur arasına girerek kendi niyetini okura sezdirdiği bir ön koşul metnidir. “Mukaddes Hayattan Levhalar” alt başlıklı eserinin, mevlit olarak algılanmaması üzerinde ısrarla duran Kısakürek, öte yandan eseriyle ilgili yaptığı tanımlamalarda eserin mevlit olarak okunmasından mutluluk duyacağı izlenimini verir. Bu makalenin amacı Esselâm ile ilgili kafası karışık olduğu anlaşılan Necip Fazıl’ın, tasavvur ettiklerini nereye kadar gerçekleştirdiği sorusunun ve yazarın niyetinin metnin anlamını aşıp aşmadığının peşine düşmektir. Bunun için Esselâm ile karşılaştırma yapmak üzere mevlit türünde yazılmış eserler arasından Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ı seçilmiştir. Vesîletü’n-Necât kendinden sonra kaleme alınan mevlitlere olan etkisi, Türk halk Müslümanlığının temel el kitabı mertebesine ulaşıp yalnızca doğumlarda değil ölüm, düğün gibi törenlerde de icra edilmesi gibi sebeplerle Türkçe mevlit geleneği içerisinde kurucu metin olarak kabul görür. Vesîletü’n-Necât ile Esselâm arasında yapılan karşılaştırma iki metin arasındaki yapı, tema ve izlek temelli olup sonuçları Necip Fazıl’ın Esselâm üzerindeki niyetinin metin üzerinde ne derece etkili olduğunu ortaya çıkarmaya yöneliktir.
Necip Fazıl Kısakürek’s Esselâm [Welcome] consists of 63 chapters of poetry written around the life of Hz. Muhammad and, contrary to his hopes, was unable to attract the attention of the literary community. The introduction to Esselâm is just as important as the rest of the text, which deals with the chronological biography of the Prophet and covers his birth, miracles, migration, Miraj, wars, and death. This presentation is a prerequisite text through which the poet has the reader understand his own intentions by entering himself between the text and the reader. Kısakürek insisted that his work Esselâm, with its subtitle of Mukaddes Hayattan Levhalar [Inscriptions from the Sacred Life], should not be perceived as a mawlid, yet gives the impression that he would be happy to have it read as a mawlid in his descriptions of his work. The aim of this article is to pursue the question of how far Necip Fazıl Kısakürek, who seemed to be confused about his work Esselâm, had realized what he’d envisioned and whether his intentions went beyond the meaning of the text. For this reason, Süleyman Çelebi’s Wasilat al-Najat [Opportunities for the Salvation] was chosen among the works written as a mawlid for comparison with Esselâm. Wasilat al-Najat is accepted as the founding text in the Turkish mawlid tradition due to its influence on the mawlids that were written after it; it had reached the level of the basic handbook of Turkish folk Islam and was read from not only at births but also during ceremonies such as funerals and weddings. The comparison between Wasilat al-Najat and Esselâm occurs over the structure and themes of the two texts, with the results being aimed at revealing how effective Necip Fazıl’s intention had been regarding the text of Esselâm.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | June 3, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |