Sait Faik Abasıyanık’ın “Hişt, Hişt!...” adlı öyküsünü incelediğimiz
bu makalede, metnin omurgasını oluşturan “hişt!” sesinin dış dünyadaki
herhangi bir nesneden değil doğrudan doğruya yazarın içinden geldiğini;
gündelik hayatında en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çeken
yazarın, öyküsünü açlık ve parasızlığın yol açtığı olumsuz düşüncelerle
toplumsal hayatın dayattığı ahlâkî değerler arasında sıkışan bir insanın iç
çatışkılarını sergilemek üzere kurguladığını; dolayısıyla kendi hayat yolculuğunun
bir eğretilemesi olan bu öyküde, toplumsal hayatın bütün kepazeliklerine
rağmen insanın ancak ahlâkî değerlere bağlı kaldığı sürece adam
olabileceğini vurguladığını ve nihayet ne denli zorlanırsa zorlansın yaygın
kanaatin aksine bu öyküden bir “yaşama sevinci” çıkarmanın mümkün olamayacağını
iddia ediyoruz.
In this article,
we have analysed Sait Faik’s short story titled as “Hist, Hist!...” and
detected the function and the true nature of the voice “hist” which underlie
the story. Then we have determined that this voice does not come from anything
in the outside world but directly from within the writer himself. And we have
established that the writer, who had had difficuly in meeting the most basic
needs of daily life, had written that story to lay bare the inner conflicts of
a man who had been entrapped between the negative thoughts resulting from
hunger and pennilessness and the moral values which the society imposes. We
have concluded that it is impossible to deduct a “joy of living” from this
short story which constitutes a metaphor of the writers own life and emphasizes
that a man could be a responsible member of society only if he abides by the
moral values despite all ignominies of life.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 30, 2016 |
Submission Date | October 28, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 55 Issue: 55 |