Bu makale, Zeyd bin Muhsin’in 1632-1666 yılları arasında Mekke şerifliğini üstlendiği döneme ışık tutarak, 17. yüzyılın ortalarında Hicaz bölgesini incelemeyi amaçlamaktadır. 17. yüzyıl, Osmanlı tarihinde, özellikle topraklarını ve taşrada egemenliğini muhafaza etme meselesi bakımından önemli bir dönemdir. Hem Safevilerle tekrarlanan çatışmalar, hem de Yemen’in kaybedilmesi, Osmanlı Devleti’ni Hicaz bölgesinin yönetimi ve muhafazası konusunda kritik bir sürece sürüklemiştir. Hicaz, Müslümanların uğrak yeri olan, dini ve manevi hüviyete sahip Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’yi içinde barındırması cihetiyle önemli konuma sahiptir. Hicaz, güneyde Hint Okyanusu’ndan gelen ticaret yolu üzerinde bulunması ve Cidde limanı olmak üzere birçok limana sahip olması nedeniyle de önemli ticaret merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Çalışma, Arap ve Osmanlı kaynakları ile Osmanlı arşiv belgelerine dayanmaktadır. Bu makalede, Osmanlı döneminde Mekke şerifliği, Şerif Zeyd’in Osmanlı merkezi yönetimi, Arap kabileleri, Cidde ve Medine idarecileri ve İran hacılarıyla münasebetleri ele alınmaktadır. Medine’deki otoritesinin zayıflığına rağmen Şerif Zeyd, şeriflik makamının yetkilerini elinde tutarak yaklaşık 35 yıl bu görevde kalmayı başarmıştır. Şerif Zeyd, İranlı hacıların faaliyetlerini iyi bir şekilde yönetmiştir. Zekâsı ve sadakati sayesinde, yalnızca şerifliği sırasında değil, ondan sonraki onlarca yıl boyunca da Hicaz’da Osmanlı yönetimini tahkim etmeyi başarmıştır.
This article aims to investigate the Hejaz region during the mid-17th century with a particular focus on the reign of Zeid bin Muhsin as the Sharif of Mecca between 1632-1666. The 17th century holds significant historical importance for the Ottoman Empire, particularly concerning the preservation of its territories and sovereignty in regions geographically distant from the Ottoman capital. The Ottoman Empire faced numerous challenges during this period, including recurring conflicts with the Safavid Empire and the loss of Yemen, which placed the management and protection of the Hejaz region in a critical position. The Hejaz region holds great religious significance due to housing the holy cities of Mecca and Medina and drawing Muslims from all corners of the world. Its affiliation with the Ottoman Empire added a religious and spiritual dimension to the Ottoman sultans. Moreover, the Hejaz played a crucial role as a major commercial center situated along the trade route carrying goods from the Indian Ocean and Yemen. Additionally, it boasts strategic ports, including the port of Jeddah. To delve into these matters, this article examines various aspects under five main headings by drawing upon both Arab and Ottoman sources as well as documents from the Ottoman archives. These categories encompass the region of the Hejaz and the institution of the Sharifate of Mecca, the relationships with Arab tribes, the rulers of the Jeddah region, the rulers of Medina, and the approach taken toward Safavid pilgrims visiting the Hejaz. Despite the Sharif’s limited authority in Medina, Sharif Zeid effectively maintained the powers of the Sharifate of Mecca and skillfully managed it for approximately 35 years. His intelligence and loyalty allowed him to handle the groups of Safavid pilgrims adeptly, thereby not only consolidating the foundations of Ottoman rule in the Hejaz during his tenure but also for the several decades that followed.
Hejaz Sharif of Mecca Hajj Zeid bin Muhsin Ottoman Empire Sharifate of Mecca Safavid Pilgrims
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environment and Culture |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |