Charles Baudelaire çağdaş Fransız şiiri yanında genel estetik algının dönüşümü noktasında da oldukça önemli bir isimdir. O, modernist estetiği, tüm yerleşik iyilik, güzellik, simetri ya da düzen kavramlarını altüst eden bir "karşı" değer olarak görür. Böylece, tamamen farklı bir yaklaşım ile gerçeklik algısını dönüştürür. Edebi açıdan bu durum, anlaşılması zor, bütünlük fikrinden yoksun ve geleneksel okuru dışlayan eserlerde kendini göstermiştir. Türkiye'de ise, özellikle İkinci Yeni içinde, bu çalışmanın karşılaştırmalı perspektifini mümkün kılan Ece Ayhan, Baudelaire ile aynı duyarlılığa bambaşka zaman ve mekânlarda sahip olması bakımından dikkate değer bir örnek teşkil etmektedir. Ece Ayhan da tıpkı Baudelaire gibi estetiği duyuş, dünyayı algılayış bağlamında farklı bir çizgide yer alır. Bu farklı çizgi, onun çoğu zaman okurdan uzak ve sorunlu bir ilişki içerisinde olmasıyla sonuçlanmış, düşünce ve eserlerinin detaylı incelenmesinin önünü kapatmıştır. Bu çalışma, her ikisinin öz farkındalık, otoritenin reddi, kent nevrozu, kötülüğün estetize edilmesi, parçalı gerçeklik kavrayışı ve okurla olan sorunlu ilişkileri gibi konulardaki benzer reflekslerine odaklanarak modernizmin olanaklarının çeşitliliğini ve genişliğini savunmayı amaçlamaktadır. Bu sayede ise Türk modernist estetiğine dair bütüncül çıkarımlar ile onun çok katmanlı yapısına ilişkin değerlendirme olanakları mümkün hâle gelecek, aynı zamanda bahsi geçen iki isimle beraber Türk ve Fransız edebiyatlarındaki bu ilgi çekici bağ gözler önüne serilmiş olacaktır.
Charles Baudelaire is a very important figure not only in contemporary French poetry but also in the transformation of the general aesthetic perception. He conceives of modernist aesthetics as a "counter" value that subverts all established notions of goodness, beauty, symmetry, or order. Thus, a completely different approach transforms the perception of reality. In literary terms, this has manifested itself in works that are difficult to understand, lack the idea of unity, and exclude the traditional reader. In Turkey, especially within the Second New Wave, Ece Ayhan, who enables the comparative perspective of this article, constitutes a remarkable example in terms of having the same sensibility as Baudelaire, but in completely different times and places. Ece Ayhan, just like Baudelaire, is on a different line in terms of his sense of aesthetics and his perception of the world. This different line has often resulted in a problematic and distant relationship with the reader and has closed the way for a detailed analysis of his thoughts and works. This study aims to defend the diversity and breadth of modernism's possibilities by focusing on Baudelaire’s and Ayhan’s similar reflexes on self-awareness, rejection of authority, urban neurosis, aestheticization of evil, fragmented conceptions of reality, and their problematic relationship with the reader. In this way, it will be possible to draw holistic conclusions about Turkish modernist aesthetics and to evaluate its multi-layered structure. At the same time, with the two names mentioned, this interesting connection between Turkish and French literature will be revealed.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |