Rusya'nın, II. Katerina döneminde açık ve kesin olarak temayüz ettirdiği,
İstanbul'u fethetme planları, Panslavizmi kışkırtması ve XIX. yüzyılda
Osmanlılar'a karşı mücadele eden Balkan ulusları üzerindeki himayesi belli
ideolojik ve dinî özelliklere sahip olmuştur. Rusya'ya toprak kazandırma
çabalarının ideolojik temelini oluşturan faktörlerden birisi, İstanbul Rum
Ortodoks Patrikhanesi’ne ait Kiev Metropolitliği’nin Moskova Ortodoks
Patrikhanesi’ne bağlanma süreci olmuştur.
Kiev Metropolitliği’nin Moskova Patrikliği’ne bağlanması meselesi, sonu net
olarak anlaşılamayan tarihsel şartlarda gerçekleştirildiği aşikârdır. Bu
husustaki yeni kaynaklar Moskova’nın Kiev Metropolitliği’ni zapt etme
eylemlerinin ilk bakışta görünenden daha gizlemli olması fikrini
uyandırmaktadır. Konu hakkında Osmanlı kaynaklarında tek bir sözün yer
almaması sebebiyle, Kiev Metropolitliği’nin Moskova’ya bağlanmasının Rus
kaynaklarının iddialarının aksine, farklı bir mecrada gerçekleşmiş olma
ihtimali, Çarlık diplomasinin gizli bir oyunu neticesi olmalıdır. Bu çalışma ile
söz konusu belgelerin Rus birincil kaynaklar ile kıyaslanması, aralarındaki
temel çelişkiler, 1686 yılı olaylarının Rus tarihi kaynaklarında açıklandığı
şekliyle doğruluğuna dair şüpheler ortaya koymayı ve konuya dikkat çekmeyi
amaçlamaktadır.
Russia’s plan of occupying Istanbul, established during the reign of Catherina
II, Pan-Slavism policy and its protectorate on the Balkan nations struggling
against the Ottoman Empire during the 19th century had significant ideological
and religious characteristics. One of these characteristics, formed the
ideological roots of expansion of Russia was the process of connecting the
Kiev exarchate which was tied to Greek Patriarchate in Istanbul to Moscow
Orthodox Patriarchate. It is known that, the issue of the connection of the
Kiev Exarchate to Moscow Patriarchate occurred under the unclear historical
conditions. According to the new sources, the suppressing process of the Kiev
Exarchate to Moscow Patriarchate was more mysterious. There is not any
document about the issue in the Ottoman sources. From this point of view, it is understood that the process occurred in secret diplomatic arena. In this
paper, the new sources are going to be compared with the Russian primary
sources, the contradictions between the documents and questions about the
accuracy of the Russian documents about the events in 1686 are going to be
discussed.
Journal Section | ARTICLES |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 |