Ebû Sa‘îd Bahadır Han’ın 1335 yılında erkek evlat bırakmadan vefatıyla birlikte, merkezî bir devlet bünyesi altında toplanan güçlü kabileler harekete geçtiler. Bu kabilelerden biri de aslen Türk olan Moğollaşmış Celayır kabilesiydi. Ancak bu dönemde Cengiz Han zamanında oluşan meşru hükümdar algısı hâlâ devam etmekteydi. Bundan dolayı han ünvanı kullanabilmek için Cengiz soylu olmak gerekmekteydi. Ebû Sa‘îd (h. 1317-1335) zamanında ulus emîri olarak görev yapan Celayırlı Şeyh Hasan, son İlhanlı hükümdarı Ebû Sa‘îd’in ölümünden 1340 yılına kadar İlhanlı Devleti’ni Cengiz soylu kukla hanlar vasıtasıyla ayakta tutmaya çalıştı. Ancak bunun devleti ayakta tutmaya yetmediğini anlayınca bağımsızlığını ilan etti. Buna rağmen han ünvanı kullanamadı. Celayırlı hükümdarları, Şeyh Üveys (h. 1356-1374) zamanından itibaren hatunlar vasıtasıyla Cengiz Han’a bağlanan soylarına dayanarak han ünvanı kullandılar. Meşru han olduklarını kabul ettirebilmek için de sanatkârlar ve tarihçiler aracılığıyla propaganda yürüttüler. Böylece bir asır boyunca Yakın Doğu’da hâkimiyet kurdular. Bu çalışmanın amacı, Celayırlı dönemi tarihî ve edebî metin yazarlarının propagandaları sayesinde oluşan yeni hanedan ülküsü ve sonraki süreçte bu propagandanın akisleri ile Celayırlı hükümdarlarının meşru han olarak telakki edilmelerinin kökenini ortaya koymaktır. Çalışmanın odak noktası, Celayırlı dönemine ait dört tarihî ve edebî metin yazarının propagandaları ile bunların sonuçlarıdır. Ayrıca İlhanlı sonrası süreçte tarih yazıcılığının bir süre sükûtu nedeniyle Celayırlılar hakkında bilgi veren Timurlu dönemi tarih yazıcılarının eserlerinden istifade edilmiştir.
With the death of Abū Sa‘īd Bahādur Khan in 1335 without an heir, powerful tribes under the centralised Ilkhanid state sought to assert control. Among them was the Mongolized Jalayir tribe, originally Turkic. During this period, the legitimacy of rulers was tied to descent from Chinggis Khan, making it essential for khans to belong to his lineage. Shaykh Hasan Jalayir, the amīr-i ulūs during Abū Sa‘īd's reign, attempted to preserve the Ilkhanid State by appointing puppet khans from the Chinggisid lineage. However, by 1340, he declared independence, though he could not claim the title of khan. From the reign of Shaykh Uways (1356–1374), Jalayirid rulers began using the khan title by emphasizing connections to Chinggis Khan through their wives. To establish their legitimacy, they employed propaganda through artists and historians, securing recognition as khans and maintaining dominance in the Near East for a century. This study examines the origins of the Jalayirid dynastic ideal, shaped by the propaganda of historical and literary authors, and its influence in subsequent periods. It also explores the recognition of Jalayirid rulers as legitimate khans. Given the scarcity of historical accounts from the post-Ilkhanid period, Timurid historiographical works that detail the Jalayirids were utilized. The focus is on the role of propaganda during the Jalayirid era and its outcomes.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 13, 2025 |
Submission Date | June 30, 2024 |
Acceptance Date | November 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 34 Issue: 2 |