İkinci Meşrutiyetin ilanından sonraki süreçte Hristiyan Avrupa karşısında ardı ardına yaşadığımız büyük felaketler, Türk basınında özellikle “din” ve “medeniyet” kavramları etrafında gittikçe hararetlenen uzun soluklu tartışmalara yol açtı. Bütün bu medeniyet tartışmalarının ağırlık noktasını hem sürekli bir İslâmlık-Hristiyanlık mukayesesi yahut karşıtlığı hem de İslâmlıkla Protestanlık arasında ilkesel bir özdeşlik kurma söylemleri oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu makalede, öncelikle başta Ziya Gökalp ve Celal Nuri İleri olmak üzere muasır medeniyet ölçütü olarak salt Protestan Avrupa toplumlarını referans alan kimi aydınların İslâmda “Lutheryen” bir reform yapılması gerektiği yönündeki söylemleri ana hatlarıyla özetlenmektedir. Makalenin devamında dini bizatihi kendi şahsî konforları için siyasî bir âlet yahut toplumsal baskı aracı olarak kullanagelen bazı İslâm ulemasının bütün bu reformist söylemlere haklı bir gerekçe oluşturan itikadî ve amelî fetvalarından birkaç örnek verilmektedir. Son olarak Müslüman Türk milleti nezdinde hiç kuşkusuz mümtaz bir mevkie sahip olan Mehmet Âkif’in “İslâm modernizmi” içindeki özgün yerine ve bu münasebetle de kimi Batıcı liberal aydınların yine Âkif’in “medeniyet” kavramıyla ilgili bazı ifadelerini çarpıtarak onu “medeniyet düşmanı” ilan eden söylemlerinin sadece semantik değil sentaktik açıdan da herhangi bir rasyonel dayanağı bulunmadığına dikkat çekilmektedir.
After the declaration of the Second Constitutional Monarchy, the great disasters Türkiye experienced one after the other in the face of Christian Europe led to long-term increasingly heated debates in the Turkish press, especially around the concepts of religion and civilization. The focus of all these civilizational debates involved constant comparisons and contrasts between Islam and Christianity and discourses on how to establish a principal consubstantiality between Islam and Protestantism. Therefore, this article outlines the discourses of certain intellectuals, namely Ziya Gökalp and Celal Nuri İleri, who referred only to Protestant European societies as a criterion of contemporary civilization, stating that a Lutheran reform should be made in Islam. The following sections present a few examples of the theological and practical fatwas of certain Islamic scholars who used religion as a political tool or a tool of social pressure for their own personal comfort, justifying all these reformist discourses. Finally, the article mentions the unique place of Mehmet Akif, who undoubtedly holds a distinguished position in the heart of the Muslim Turkish nation with regard to Islamic modernism. In connection to this, the work also mentions how certain discourses of Western liberal intellectuals who distorted some of Akif’s statements about the concept of civilization and declared him to be an “enemy of civilization” lacked any rational basis, not only in terms of semantics but also syntactics.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | General Turkish History (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2023 |