Serbestçe düşünebilme, düşündüğünü serbestçe açıklayabilme ve yayabilme, demokrasi ile yönetilen ülkelerde kişilere tanınan olmazsa olmaz (sine qua non) nitelikteki hak ve hürriyetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak “ifade hürriyeti” kavramıyla kavramsallaşarak anlam kazanan söz konusu ilkelerin varlığı ile sanatsal ifade biçimleri, fikir ve sanat eserleri ortaya çıkmaktadır. Varlık sebebini ifade hürriyetinden alan sanat, gerek uluslararası gerekse de ulusal düzenlemelerle korunmaktadır. Ne var ki, bu denli anlam atfedilmiş ve koruma altına alınmış olmasına rağmen kimi sanat alanında bu hürriyetin hukukun çizdiği çerçevenin dışına taşar nitelikte bir yaklaşımla çeşitli sebepler öne sürülerek daraltılmaya çalışıldığı görülmektedir. Eleştirel, iğneleyici ve hicivsel dili ve üslubu ile karikatür, bu daraltmaya maruz kalan ve tepkiyle karşılanan sanatsal ifade biçimlerinin başlıcalarındandır. Her ne kadar söz konusu eserler varlık koşulunu hak ve hürriyet kavramlarından almakta iseler de zaman zaman eleştiri sınırlarını aşar nitelikte kişilerin kişilik haklarına zarar verici unsurlar da taşıyabilmektedirler. Hiçbir hak ve hürriyette olmadığı gibi ifade hürriyeti de kişilere sonsuz ve sınırsız bir kullanım yetkisi vermemektedir. Bununla birlikte ifade hürriyetine gereğinden fazla müdahale edilmesi de sansüre sebebiyet verebilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada fikir ve sanat eserleri vasıtasıyla kişilik haklarının ihlâli konusu, karikatür özelinde hem kişilik hakları hem de ifade hürriyeti kavramlarıyla ilişkisi bakımından irdelenmekte, söz konusu kavramlar ile ortaya çıkan ihlâller somut örnekler de göz önünde tutularak tartışılmaktadır.
Being able to think freely, expressing one’s thoughts freely and disseminating them are observed as indispensable (sine qua non) rights and freedoms granted to people in countries governed by democracy. With the existence of these principles, which generally gain meaning by being conceptualized with the notion of “freedom of expression”; forms of artistic expression, works of thought and art emerge. Art, which derives its reason of existence from freedom of expression, is protected by both international and national regulations. Nevertheless, although it has been given so much meaning and is under protection; it is observed that in some fields of art, this freedom is tried to be restricted by putting forward various reasons, with an approach that goes beyond the framework drawn by the law. Caricature; with its critical, sarcastic and satirical language and style, is one of the main forms of artistic expression that has been subject to this narrowing and is met with reaction. Although the works in question derive their requirements of existence from the concepts of right and freedom, they sometimes contain elements that go beyond the limits of criticism and harm the personal rights of people. Just like any other right or freedom, freedom of expression does not give people an infinite and unlimited power to use it. However, excessive interference with freedom of expression can also lead to censorship. In this context, in this study; the issue of violation of personal rights through works of thought and art is examined in terms of its relationship with both ‘personal rights’ and also ‘freedom of expression’ concepts in the case of caricature; the violations arising from these concepts are discussed by taking concrete examples into consideration as well.
caricature freedom of expression personal rights cencorship self cencorship
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kitle İletişimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 2 Sayı: 10 |