Mimarlık, kısaca inşa bilimi ve yapı tasarım sanatıdır. Hayvanlar, yuvalarını mükemmel şekilde inşa etmek için genetik kodlarını kullanırken; insanlar zevkleri, ideolojileri, duyguları ve değerleri gibi sayısız seçimleri cisimlendirirler. Dini gereksinimler için ibadethaneler, barınmak için konutlar, yaşamdan ayrılanları için anıt mezarlar yapan mimarlar, yapıtlarına bilinçli olarak veya bilinçaltlarının tezahürü olarak simgeler yüklerler. Bu çalışmanın amacı 15-18. yy tarihsel aralığındaki Türk ve Avrupa mimarlığını insan ölçeği simgesi yönünden karşılaştırmaktır. Anıtsal ve sivil mimarideki farklılıkları insan ölçeği cihetinden ortaya koymak ve bu farklılıklara yol açmış olabilecek faktörleri irdelemektir. Avrupa’da Antik Yunan’ın insan ölçeğinde yapılmış, zarif ve saf formlardaki mimarlığı, Antik Roma’ya aktarıldığında Romalılar bu mimarlığa güç simgesini eklemişlerdir. Öte dünya odaklı Mısır mimarlığı karşısında, Roma mimarlığı dünyaya odaklanmıştır. Yapılarında betonu kullanmaya başlayan Roma mimarları mekânı şekillendirirken kubbeli ve büyük yapıları, ışık-gölge oyunları ile “ihtişamın mimarlığı” şeklinde yeni bir simge oluşturmuşlardır. Devam eden süreçte Avrupa mimarlığı, bazen kilisenin, bazen imparatorların bazen de aristokrasinin otorite gösterisi haline getirilmiştir. Artık mimarlık, insan için değil, güç için yapılmaya başlanmıştır. Aynı dönemde Osmanlı mimarlığı tam bir tevazuu yansıtmaktadır. Türk mimarlığı her dönemde pragmatisttir. Yüz yirmi senede tamamlanabilen San Pietro karşısında, yedi senede bitirilen Süleymaniye buna en iyi örnektir. Osmanlı mimari kültürü daha uzun inşa süreçlerine sabır göstermek istememektedir. İmparatorluğun en güzel mimari eserlerinin bulunduğu İstanbul’un doğusunda da, batısında da insan ölçeğini aşan yaklaşımlar çokça vardır. Ancak insanı aşan mimari kültürü barındıran bu iki coğrafyanın arasında sıkışan Osmanlı, hiçbir zaman bunun bir parçası olmayı tercih etmemiştir.
İnsan Ölçeği Osmanlı Mimarisi Rönesans Mimarisi Barok Mimari Anıtsal Mimari Türk Evi
Architecture, in short, is the science of building and the art of building design. While animals use their genetic codes to build their nests perfectly; people embody countless choices such as tastes, ideologies, feelings, and values. Architects, who build places of worship for religious needs, dwellings for shelter, monuments for those who leave life, consciously or as manifestations of their subconscious impose symbols on their works. The aim of this study is to compare 15-18. century, Turkish and European architecture in terms of human scale symbol. It is to reveal the differences in monumental and civil architecture from the perspective of human scale and to examine the factors that may have led to these differences. When the architecture of Ancient Greece in human scale, elegant and pure forms was transferred to Ancient Rome in Europe, the Romans added the symbol of power to this architecture. Roman architecture is focused on the afterlife as opposed to world-oriented Egyptian architecture. Roman architects, who started to use concrete in their buildings, created a new symbol in the form of “architecture of magnificence” with their domed and large buildings, light-shadow plays while shaping the space. In the ongoing process, European architecture has been transformed into the authority display of the church, emperors and aristocracy. Henceforth, architecture has begun to be built for power, not for people. In the same period, Ottoman architecture reflects complete humility. Turkish architecture has always been pragmatist. Suleymaniye, which was completed in seven years against San Pietro, which could be completed in a hundred and twenty years, is the best example of this. Ottoman architectural culture does not want to be patient with longer construction processes. There are many approaches that exceed the human scale in the east and west of Istanbul, where the most beautiful architectural works of the empire are located. However, the Ottoman Empire, stuck between these two geographies, which contain an architectural culture that transcends the human being scale, never preferred to be a part of that culture.
Human Scale Ottoman Architecture Renaissance Architecture Baroque Architecture Monumental Architecture Turkish House
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 9 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 3 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.