Türkiye sahip olduğu jeolojisi, yer şekilleri ve iklimsel özelliklerinden dolayı dünya ölçeğinde yaşanan doğal afetlerden daha fazla etkilenen bir konumdadır. Bu doğal afetlerden biri olan çığ, Türkiye’nin kuzey ve kuzeydoğu kesimleri ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde etkindir. Van Gölü Havzası’nın güney sınırında Dicle Havzası içinde bulunan Hizan ve çevresinde de topoğrafik ve klimatik koşullar çığ oluşumuna uygundur. Bu yüzden saha ve çevresinde geçmiş yıllarda birçok çığ meydana gelmiştir. Bu çalışmada çığ bakımından yüksek duyarlılık düzeyine sahip olan Hizan ve çevresinde çığ oluşumu üzerinde en fazla etkili olan faktörler incelenmiş çığ oluşumuna duyarlı alanlar tespit edilmiştir. Bunun için çeşitli ölçeklerdeki tematik haritalardan, arazi gözlem ve bulgularından, uzaktan algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tekniklerinden faydalanılarak sentezlenen veriler ışığında çalışma tamamlanmıştır. Havzanın çığ duyarlılığı haritasının üretiminde yükselti, eğim, bakı, yamaç eğriselliği ve arazi kullanımı gibi coğrafi faktörlerden faydalanılmıştır. Bu minvalde üretilen haritalara verilen puanlamalar ile sahada az, orta ve yüksek çığ duyarlılığı olan alanlar tanımlanmıştır. Çığ oluşumuna yüksek duyarlı alanlar en fazla araştırma sahasının kuzey sınırı ve kuzeydoğu kesimleridir. Ayrıca Hizan’ın güney sınırında Doğu-Batı eksenli uzanan Büyükdere’ye bağlanan subsekant niteliğinde yan kolların fazla eğimli yamaçları da çığa duyarlı alanlardır. Geçmiş yıllarda yaşanmış çığ olaylarının konumları ile elde edilen çığ duyarlılık haritası karşılaştırıldığında yüksek çığ duyarlılığı olan noktaların örtüştüğü görülmektedir. Sonuç olarak araştırma sahası çığ duyarlılığı fazla olan alanlara sahiptir. Bu yüzden proaktif bir yaklaşımla çığın canlı ve cansız çevre üzerinde tahribatını önleyici faaliyetlerde bulunulmalıdır. Bu bağlamda arazi kullanımına müdahale edilmeli ya da özellikle kış mevsiminde ve ilkbahar başlarında çığa duyarlı alanlarda ulaşım ve eğitim faaliyetleri kısıtlanmalıdır. Çevresine göre çalı, orman formasyonu fazla olan ve orman üst 2330 m’ye kadar çıkan sahada artan orman ve çalı tahribatının önlenmesinin yanı sıra, V biçimli vadi yamaçlarına ve yol boylarına yapılacak ağaçlandırma, yapay taraçalar, çığ tüneli, ankrajlar, çitler, çığ duvarları ile ağların çığın olası tehlikelerini azaltacağı aşikârdır. Ayrıca çığın orta ve yüksek duyarlı olduğu yerlerde meteorolojik koşulların müsait olduğu zamanlarda kontrollü yapay çığ oluşturulabilir. Bunun yanında özellikle çığa yüksek duyarlı yol boyları yerleşime açılmamalı ve yöre halkı çığ konusunda bilinçlendirilmelidir.
-
-
Jeomorfolojik Araştırmalar Dergisi'nin tüm çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim. ellerinize ve emeğinize sağlık
Due to its geology, landforms and climatic characteristics, Turkey is in a position that is more affected by natural disasters in the world. Avalanche, one of these natural disasters, is active in the northern and northeastern parts of Turkey and the Eastern Anatolia Region. The topographic and climatic conditions of the study area, which is located in the Dicle open basin on the southern border of the Van Lake Basin, are suitable for avalanche formation. For this reason, many avalanches have occurred in the field and its surroundings in the past years. In this study, the most effective factors on avalanche formation in Hizan and its surroundings, which have a high level of avalanche sensitivity, were examined and avalanche-sensitive areas were determined. For this, the study was completed in the light of the data synthesized by using various maps, field observations and findings, remote sensing and geographic information systems (GIS) techniques. Geographical factors such as altitude, slope, aspect, slope curvature and land use were used in the production of avalanche susceptibility map of the basin. With the scores given to the maps produced in this way, areas with low, medium and high avalanche sensitivity were defined in the field. The most vulnerable areas to avalanche are the northern border and northeastern parts of the research area. In addition, the overly inclined slopes of the subsecant side branches connecting to Büyükdere, which extends in an East-West axis on the southern border of Hizan, are also avalanche-sensitive areas. When the avalanche susceptibility map obtained with the avalanche points experienced in the past years is compared, it is seen that it overlaps with the points with high avalanche sensitivity. As a result, the research area has areas with high avalanche sensitivity. Therefore, with a proactive approach, actions should be taken to prevent the destruction of the avalanche on the living and non-living environment. In this context, either land use should be intervened from avalanche-sensitive parameters or transportation and education activities should be restricted, especially in avalanche-sensitive areas in winter and early spring. In the area, which has more bush and forest formation compared to its surroundings and the upper limit of the forest reaches 2330 m, besides preventing the increasing forest and bush destruction, afforestation to be made on the V-shaped valley slopes and along the roads, artificial terraces, avalanche tunnel, anchors, fences, avalanche walls, nets, avalanche It is obvious that it will reduce the possible dangers. In addition, controlled artificial avalanches can be created when the meteorological conditions are suitable for avalanche formation in places where avalanches are medium and high sensitive. In addition, roads that are particularly susceptible to avalanches should not be settled and local people should be made aware of avalanches.
-
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Physical Geography and Environmental Geology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | - |
Publication Date | April 15, 2023 |
Submission Date | January 6, 2023 |
Acceptance Date | February 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 10 |
Journal of Geomorphological Researches ( JADER )
Turkish Society for Geomorphology ( www.jd.org.tr )