Demokrat Parti dönemi Türk dış politikası, Batı’ya tam bağlılık ilkesi üzerine şekillenmiştir. Türkiye bu dönemde NATO’ya üye olmuş, Batı bloğu ile bütünleşmiş ve dış politikasını büyük ölçüde Amerika Birleşik Devletleri’nin yönlendirdiği Soğuk Savaş mantığı çerçevesinde şekillendirmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye’nin dış yardım, askeri güvenlik ve ekonomik kalkınma beklentileriyle doğrudan ilişkilidir.
NATO üyeliğinin devamında Türkiye özellikle ABD ile imzalanan ikili anlaşmalarla kendi topraklarında askeri üsler kurulmasına izin vermiştir. Bu durum, Türkiye’yi Sovyetler Birliği ile doğrudan karşı karşıya getirmiş, Türkiye’nin aynı zamanda bağlantısızlık politikalarına mesafeli kalmasına neden olmuştur. 1950’li yıllarda yürütülen dış politika, bağımsızlık mücadelesi veren devletlere karşı Batı’yı desteklemek yönünde gelişmiş, Cezayir’in bağımsızlığı gibi meselelerde Batı ile uyumlu tavır alınmıştır.
İç siyasette Demokrat Parti’nin etkin olduğu bu döneminde Türkiye, Ortadoğu’da liderlik iddiasında bulunmuş ancak bu çaba sonuçsuz kalmıştır. Arap ülkeleri tarafından “Batı’nın sözcüsü” olarak algılanan Türkiye, Arap kamuoyunda güven kaybına uğramış ve Ortadoğu’da dışlanmıştır. Bağdat Paktı gibi girişimler bölge ülkeleri arasında kutuplaşmaya yol açmış ve bu durum Orta Doğu’da Sovyet nüfuzunun artmasında etkili olmuştur.
Bu dönemde Demokrat Parti hükümeti ekonomide büyük ölçüde ABD yardımlarına bağımlı hale gelmiştir. Yardımların yetersiz kalması sonucu ekonomi 1958’de derin bir kriz yaşanmış ve Türk lirası ciddi biçimde devalüe edilmiştir. 1960’a gelindiğinde ise ekonomik bağımlılık, siyasi bağımlılıkla iç içe geçmiş, bu da dış politikanın bağımsızlık ilkesinden sapmasına neden olmuştur.
Genel çerçevede bakacak olursak bu dönemde Türk dış politikası Batı’ya tam bağımlılık, bölgesel liderlik iddiası, bağlantısızlığa karşı mesafeli duruş ve ekonomik-siyasi bağımlılığın derinleşmesi gibi unsurlar üzerinden şekillenmiştir. Bu politika tarzı, Türkiye'nin uzun vadede bölgesel güvenilirliğini zedelemiş ve dış politikada esnekliğini sınırlamıştır.
Turkish foreign policy during the Democrat Party era was shaped on the principle of complete loyalty to the West. During this period, Türkiye became a member of NATO, integrated with the Western bloc, and shaped its foreign policy largely within the framework of the Cold War logic guided by the United States. This approach is directly related to Turkey's expectations of foreign aid, military security and economic development.
In continuation of its NATO membership, Türkiye has allowed the establishment of military bases on its territory, especially through bilateral agreements signed with the United States. This situation brought Turkey into direct confrontation with the Soviet Union, and at the same time caused Turkey to distance itself from non-alignment policies.
The foreign policy pursued in the 1950s developed in the direction of supporting the West against states struggling for independence, and a stance in line with the West was taken on issues such as the independence of Algeria.
During this period when the Democrat Party was influential in domestic politics, Türkiye claimed leadership in the Middle East, but this effort was unsuccessful. Perceived by Arab countries as the “spokesperson of the West,” Türkiye has suffered a loss of trust in the Arab public and has been ostracized in the Middle East. Initiatives such as the Baghdad Pact led to polarization among the countries of the region, and this was effective in increasing Soviet influence in the Middle East.
During this period, the Democratic Party government became heavily dependent on US aid in the economy. As a result of insufficient aid, the economy experienced a deep crisis in 1958 and the Turkish lira was seriously devalued. By 1960, economic dependency was intertwined with political dependency, which caused foreign policy to deviate from the principle of independence.
In general, Turkish foreign policy during this period was shaped by factors such as complete dependence on the West, claim to regional leadership, a distant stance against non-alignment, and deepening economic and political dependence. This policy style has damaged Türkiye's regional credibility in the long term and limited its flexibility in foreign policy.
Democrat Party Adnan Menderes NATO USA Orta Doğu Middle East
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | European Studies, Regional Studies, Middle East Studies, International History |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 14, 2025 |
Submission Date | May 5, 2025 |
Acceptance Date | June 11, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 6 Issue: 2 |
Journal of Anglo Turkish Relations © 2025 by Behçet Kemal Yesilbursa is licensed under CC BY-NC-SA 4.0